Cumartesi, Ocak 21, 2006

KADININ YENI TATMINI BASARI

Son yıllarda popüler kültür aracılığıyla önümüze sunulan kadın kahramanlar hep zayıflıklarıyla öne çıktı. Bridget Jones, Ally McBeal ve hatta diğerlerine göre nispeten daha güçlü bir portre çizen New York’lu kariyer sahibi “Sex And The City” kadınları, hepsi hayatının merkezine erkekleri koyuyordu. Onlar için en büyük başarı şirket yönetmek ya da çok para kazanmak değil, bir sevgili bulmaktı. Ama görünüşe göre şimdi işler değişiyor. Çünkü günümüz kadınının gözü artık aşkta değil, başarıda! Bundan yedi yıl önce dönemin özgürlük, cinsellik ve aşk peşindeki kadınlarının nabzını tutan “Sex And The City” kitabıyla fenomen yaratan Amerikalı yazar Candace Bushnell yeni romanı “Lipstick Jungle”da bu değişimi tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor şimdi. Romana bakılırsa son beş yılda yatak odasında zaferlerini ilan eden kadınlar, artık toplantı odalarını fethetmek üzere harekete geçti. “Son dönemlerde tanıdığım tüm kadınların artık seks ve ilişkiler üzerine konuşmaktan vazgeçtiğini fark ettim” diyor Bushnell; “Şimdi hepsi sürekli olarak kariyerlerinden bahsetmeye başladı. Görünüşe göre günümüz kadınının en büyük arzusu çok başarılı olmak!” KADINLAR HER ALANDA HÜKMETMEK İSTİYOR İşte bu yüzden, Bushnell’in ABD’de üç ay önce yayınlanan yeni romanı “Lipstick Jungle”da kariyerine ve başarıya odaklı kadın kahramanlar var. Verdikleri savaş ise yatak odasından çok işyerlerinin toplantı odalarında geçiyor; kazanmaya çalıştıklarıysa bir erkek değil, pozisyon, para, güç, her şey! “Lipstick Jungle”ın kahramanları 40’lı yaşlarında New York’lu üç kariyer kadını. Biri moda tasarımcısı ve bir milyarderle çıkıyor. Diğeri bir moda dergisinin yayın yönetmeni ve genç bir modelle birlikte. Üçüncüsü ise kocası tarafından terk edilmiş bir film stüdyosu yöneticisi. “Bu kitapta seksin yeri daha makul” diyor 46 yaşındaki Bushnell ve ekliyor: “Evet, yirmili ve otuzlu yaşlarınızdayken seks hakkında çok düşünürsünüz, çok konuşursunuz ama insanların yaşı ilerledikçe başka şeyler bunun önüne geçer, artık daha önemli konular vardır.”Nitekim moda tasarımcısı olan Victory Ford kendine ait bir para koleksiyonunun hayalini kurmaktadır ve sık sık şu sözü söyler: “Niçin bir kadın da bir erkek kadar zengin olmasın ki?” Film şirketi yöneticisi Wendy Healy’nin en büyük amacıysa şöminesinin üzerine bir Oscar heykelciği koymaktır. Havalı ve kontrol manyağı dergi editörü Nico O’Neilly ise bütün medya grubunun yöneticisi olmayı hedeflemektedir. Üstelik kahramanların ikisi evli ve çocukludur. Bushnell bu karakterleri yaratırken hayranlık duyduğu ünlü iş kadınlarından, The New Yorker ve Vanity Fair dergilerinin yayın yönetmenliğini yapmış İngiliz yazar Tina Brown, ünlü moda tasarımcısı Vera Wang ve dev film şirketi Sony Pictures Entertainment’in Başkan Yardımcısı Amy Pascal gibi isimlerden ilham aldığını söylüyor. “Bu yeni kahramanlar bir bakıma Sex And The City’dekilerin 10 yıl sonraki halleri” diyor Bushnell: “Daha olgunlar, hayatlarını rayına oturtmuş, ilerleyecekleri yolu belirlemişler. Zaten 40’lı yaşlara gelmeden hayatınızdaki her şeyi çözüp şekillendirmek mümkün olmuyor. Bu kadınlar her şeyi istiyor, en çok da hükmetmeyi. Ve bu kez bu yüzden cezalandırılmıyorlar, işte kazanırken aşkta kaybetmeleri gerekmiyor mesela.”Bushnell, “Lipstick Jungle”da bir kez daha dönemin kadınlarının nabzını tutmayı başarıyor, başarı ve güce odaklanan günümüz kadınını renkli bir şekilde resmediyor. Televizyon dünyası da gelmekte olan bu yeni fenomeni fark etmiş olacak ki, Lipstick Jungle’ı da bir televizyon dizisi haline getirme hazırlığında. İsim değişecek haliyle tabii; “Sex and The City,” “Success and The City”ye dönüşecek. Henüz kesinleşmemiş olsa da yakın gelecekte “her şeyi istiyorum, her şeyi başarabilirim” diyen kararlı, güçlü ve yırtıcı kadınların maceraları için ekran başına toplanacağız sanki... İşte en güçlü kadınlarBushnell’in başarı ve güç isteyen kadınları başına bir kaza bela ya da acı gelmeden resmetmesi ve karakterlerinin her istediklerini elde etmelerine izin vermesi, bu durumun artık kabul gören bir gerçek olduğuna işaret ediyor. Bunu kanıtlayan pek çok gerçek örnek de var zaten karşımızda. Eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın eşi olan ve daha sonra politikaya atılıp 2003’te senatör seçilen Hillary Clinton ve hem siyah hem de kadın olduğu halde ABD Başkanı Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı görevine gelmeyi başaran Condoleezza Rice “Lipstick Jungle”da anlatılan kadınlara kanlı canlı birer örnek. Dahası merdivenleri hızla tırmanmayı da sürdürüyorlar. Öyle ki, her ikisinin de 2008 seçimlerinde başkanlığa adaylığını koyarak boy göstereceğine kesin gözüyle bakılıyor. Bu iki güçlü kadından birinin 2008 ya da 2012’de ABD Başkanı koltuğuna oturması ihtimali ise artık kimseye şaşırtıcı gelmiyor. Türkiye’de güçlü, başarılı kariyer kadını denilince akla gelen ilk isim Güler Sabancı. Sabancı, sadece Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birinin başına geçen ilk kadın olmayı başarmadı, dahası geçen yıl ekonomi gazetesi Financial Times’da Avrupa’nın en güçlü 25 iş kadını listesinde 8. sırada yer aldı. Candace Bushnell’in kendisi de her istediğini elde etme arzusunda ve başarıya odaklı kadınlardan. Daha sekiz yaşındayken The New York Times gazetesinin en çok satanlar listesine girecek bir yazar olmanın hayallerini kuran Bushnell bunu “Sex And The City” ile başardı. 43 yaşında hayallerindeki adamla evlenen yazar, şimdi 46’sında yeni kitabıyla yeni bir fenomen yaratmanın eşiğinde. “Lipstick Jungle” diziye dönüştürülürse servetine servet katacak.

Hiç yorum yok: