Pazartesi, Ocak 23, 2006

OKUL HARÇLIĞI YERİNE AKILLI KART

Bir öğrenci için her halde okulun en iyi yanlarından biri her sabah anne-babası tarafından cebine koyulan harçlık. Çocuğa sabah okula giderken verilen paranın miktarı önemli bir sorun aileler için. Uzmanlar sık sık aileleri uyarıp, çocuğa gereğinden fazla para vermenin sakıncalarına dikkat çekiyorlar. Çünkü çocuk çevrenin ya da kötü niyetli insanların yönlendirmesiyle parasını kötü alışkanlıklar için kullanabilir. Elbette bunun çözümü çocuğu beş parasız bırakmak değil. Yurtdışında çok yaygın olan kampus kart uygulaması bu konuda hem okul yönetimlerine hem de ailelere bir çözüm yolu sunuyor. Öğrencilerin temel sağlık bilgilerinin de işlendiği akıllı kartlar; giriş-çıkışta, kütüphanede, kantinde yani okul içinde her noktada kullanılıyor. Bu sayede öğrencinin okulda gününü nasıl geçirdiği, parasını neye harcadığı, hangi derslere girdiği yönetim ve aile tarafından takip ediliyor. Kampus kart artık Türkiye’de de uygulanmaya başlandı. Türkiye’nin ilk akıllı kart uygulamalarını yapan AKT (Akıllı Kart Teknolojileri) Şirketi, okullarda öğrencilerin kullanacağı “Proteus Campus Card” ile okul yönetimleri ve velilerin içini rahatlıyor. Çünkü en basit tanımıyla Proteus e-cüzdan okullarda para kullanımını ortadan kaldırıyor. Öğrenciler okul içinde yemekhane, kantin ve kafeteryada akıllı kartlarıyla ödeme yapabiliyorlar. Karttaki para sadece okul içinde kullanılabiliyor hatta veli isterse günlük limit uygulaması da yapılabiliyor. Aynı zamanda; “Çocuğum bugün parasını neye harcamış diyen veliler internet üzerinden çocuğun harcamalarını takip edebiliyor. Bütün bunların yanı sıra akıllı kart sayesinde lise ve temel eğitim kurumlarında okuyan öğrencilerin aileleri çocukların yeme-içme alışkanlıklarından devam durumlarına, kütüphane ve spor salonunda ne kadar zaman geçirdiğinden okuduğu kitaplara kadar her şeyi takip edebiliyor. AKT Genel Müdürü Gökhan Kavasoğlu akıllı kartı şöyle anlatıyor: “Dünyada bu tür kartlara kampus kart deniyor ve sadece okullarda kullanılmıyor. Bir şirketin kapalı devre kullandığı karta da kampus kart deniyor. Fakat bu kartın doğal kullanım alanlarından biri okullar. Antalya’da iki okulda bu kartın uygulamasını yaptık ve orada fark ettik ki veliler için asıl önemli olan güvenli para oldu. Böyle olunca ‘güvenli para’ kısmını öne çıkarmaya karar verdik.”Velilerin güvenli paraya olan ilgisini Kavasoğlu şöyle anlatıyor: “Hiçbirimiz çocuğumuza para vermeden okula göndermek istemiyoruz. Ama verdiğimiz paranın da nereye harcandığından emin olamıyoruz. En basitinden makul bir öğle yemeği parası bira için harcanabilir. Ama çok daha tehlikeli noktalara da gidebilir. Maalesef bugün neredeyse okulların kapısında uyuşturucu satan insanlar var. Yani çocuk ‘Bugün aç kalayım’ derse o parayla Ecstasy alabiliyor.”HEDEF BÜYÜK ŞEHİRLERVelileri bu kadar mutlu eden güvenli para için çocuklar ne düşünüyor? Kavasoğlu özellikle ilköğretim çağındaki çocukların kart kullanmaktan hoşlandıklarını söylüyor: “Çocuklar ilk kart deneyimlerini bu kartla yaşıyor. Bu kadar müdahale iyi midir? Bu çocuğun yaşına ve koşullarına bağlı. Bir de şunu söyleyeyim, zararlı alışkanlıklara eğilimli çocuk çok fazla değil. Ama biz bilemiyoruz bu eğilim hangisinde var hangisinde yok. Veliler de; ‘Acaba benim çocuğum böyle bir şeye yönelir mi, biri onun kanına girer mi’ diye endişeleniyor. Çocuğa hiç para vermeden evden çıkıp ihtiyaçlarını giderip eve dönmesini sağlayabilirsiniz. Bilhassa ortaöğretimdeki, küçük yaştaki çocuklar, kendi sorumluluğunu daha üstlenemeyecek yaştakiler için böyle bir tedbire gerek duyulabilir.”Akıllı Kart Özel Antalya Lisesi’nde, Antalya TED Koleji’nde, İstanbul’da ise BİL Okulları’nda kullanılıyor. Bu okulların yanı sıra Sabancı Üniversitesi de kartı şimdilik ulaşım amacıyla dolaşıma soktu. AKT Şirketi kartı iki farklı uygulamayla satıyor. Birinde öğrenci kartı sadece e-cüzdan olarak kullanıyor. Yani okul içindeki tüm harcamalarını servis ücreti dahil bu kartla yapıyor. Bunun öğrenci başına maliyeti yılda 10 euro. Bu sistem için bir okuldan 120 öğrencinin uygulamaya katılması yeterli. Diğer sistemde ise akıllı kart kimlik, ders devam kontrolü, bilgisayar ve ağlara erişim kontrolü, kütüphane kartı, ulaşım, baskı ve fotokopi işleri ve öğrencinin temel sağlık bilgileri alanında kullanılabiliyor. Bu sistemin orta büyüklükte bir okula maliyeti ise 40 bin euro civarında oluyor. Kavasoğlu akıllı kart uygulamasının öncelikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde yaygınlaşacağını düşünüyor: “Fakat vizyonumuz büyük şehirlerle sınırlı değil. Satış ağımız genişleyecek. Böylece öğrenci başına 10 euro veren okul Güneydoğu’da da olsa Karadeniz’de de olsa bu sistem kurulabilecek.” Buna karşın Kavasoğlu, devlet okullarının bu sistemi almakta zorlanacağını düşünüyor: “Devlet okulları zorlanır. Çünkü gerçekten zor durumdalar. Isınmak için yakıt alamıyorlar. Ama okul aile birlikleri böyle bir karar alabilir. Sonuçta her veli böyle bir güvence için o parayı gözden çıkarabilir.” Türkiye’nin ilk akIllI kart çözüm üreticisi999 yılında, Türkiye’nin ilk akıllı kart sunucusu olarak kurulan AKT, Akbank’ın Axcess, Siemens ile Deniz Kuvvetleri akıllı kart uygulamalarında çalıştı. Bunların yanı sıra Kazakistan’da bir bankanın kredi kartları ve Ukrayna’da cep telefonu operatörünün sim kart uygulamasını yaptı. Türkiye’de birçok yazılım şirketini akıllı kartlar konusunda eğiten AKT’nin Londra’da faaliyet gösteren AKT (UK) isimli bir şirketi daha bulunuyor. Şirket, Londra’daki şirket aracılığıyla çözümlerini yurtdışına taşıyor.Fransız Welcome ile de işbirliği yapan AKT’nin Türkiye’deki ana iş ortağı ise Alman Giesecke&Devrient.

Cumartesi, Ocak 21, 2006

KADININ YENI TATMINI BASARI

Son yıllarda popüler kültür aracılığıyla önümüze sunulan kadın kahramanlar hep zayıflıklarıyla öne çıktı. Bridget Jones, Ally McBeal ve hatta diğerlerine göre nispeten daha güçlü bir portre çizen New York’lu kariyer sahibi “Sex And The City” kadınları, hepsi hayatının merkezine erkekleri koyuyordu. Onlar için en büyük başarı şirket yönetmek ya da çok para kazanmak değil, bir sevgili bulmaktı. Ama görünüşe göre şimdi işler değişiyor. Çünkü günümüz kadınının gözü artık aşkta değil, başarıda! Bundan yedi yıl önce dönemin özgürlük, cinsellik ve aşk peşindeki kadınlarının nabzını tutan “Sex And The City” kitabıyla fenomen yaratan Amerikalı yazar Candace Bushnell yeni romanı “Lipstick Jungle”da bu değişimi tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor şimdi. Romana bakılırsa son beş yılda yatak odasında zaferlerini ilan eden kadınlar, artık toplantı odalarını fethetmek üzere harekete geçti. “Son dönemlerde tanıdığım tüm kadınların artık seks ve ilişkiler üzerine konuşmaktan vazgeçtiğini fark ettim” diyor Bushnell; “Şimdi hepsi sürekli olarak kariyerlerinden bahsetmeye başladı. Görünüşe göre günümüz kadınının en büyük arzusu çok başarılı olmak!” KADINLAR HER ALANDA HÜKMETMEK İSTİYOR İşte bu yüzden, Bushnell’in ABD’de üç ay önce yayınlanan yeni romanı “Lipstick Jungle”da kariyerine ve başarıya odaklı kadın kahramanlar var. Verdikleri savaş ise yatak odasından çok işyerlerinin toplantı odalarında geçiyor; kazanmaya çalıştıklarıysa bir erkek değil, pozisyon, para, güç, her şey! “Lipstick Jungle”ın kahramanları 40’lı yaşlarında New York’lu üç kariyer kadını. Biri moda tasarımcısı ve bir milyarderle çıkıyor. Diğeri bir moda dergisinin yayın yönetmeni ve genç bir modelle birlikte. Üçüncüsü ise kocası tarafından terk edilmiş bir film stüdyosu yöneticisi. “Bu kitapta seksin yeri daha makul” diyor 46 yaşındaki Bushnell ve ekliyor: “Evet, yirmili ve otuzlu yaşlarınızdayken seks hakkında çok düşünürsünüz, çok konuşursunuz ama insanların yaşı ilerledikçe başka şeyler bunun önüne geçer, artık daha önemli konular vardır.”Nitekim moda tasarımcısı olan Victory Ford kendine ait bir para koleksiyonunun hayalini kurmaktadır ve sık sık şu sözü söyler: “Niçin bir kadın da bir erkek kadar zengin olmasın ki?” Film şirketi yöneticisi Wendy Healy’nin en büyük amacıysa şöminesinin üzerine bir Oscar heykelciği koymaktır. Havalı ve kontrol manyağı dergi editörü Nico O’Neilly ise bütün medya grubunun yöneticisi olmayı hedeflemektedir. Üstelik kahramanların ikisi evli ve çocukludur. Bushnell bu karakterleri yaratırken hayranlık duyduğu ünlü iş kadınlarından, The New Yorker ve Vanity Fair dergilerinin yayın yönetmenliğini yapmış İngiliz yazar Tina Brown, ünlü moda tasarımcısı Vera Wang ve dev film şirketi Sony Pictures Entertainment’in Başkan Yardımcısı Amy Pascal gibi isimlerden ilham aldığını söylüyor. “Bu yeni kahramanlar bir bakıma Sex And The City’dekilerin 10 yıl sonraki halleri” diyor Bushnell: “Daha olgunlar, hayatlarını rayına oturtmuş, ilerleyecekleri yolu belirlemişler. Zaten 40’lı yaşlara gelmeden hayatınızdaki her şeyi çözüp şekillendirmek mümkün olmuyor. Bu kadınlar her şeyi istiyor, en çok da hükmetmeyi. Ve bu kez bu yüzden cezalandırılmıyorlar, işte kazanırken aşkta kaybetmeleri gerekmiyor mesela.”Bushnell, “Lipstick Jungle”da bir kez daha dönemin kadınlarının nabzını tutmayı başarıyor, başarı ve güce odaklanan günümüz kadınını renkli bir şekilde resmediyor. Televizyon dünyası da gelmekte olan bu yeni fenomeni fark etmiş olacak ki, Lipstick Jungle’ı da bir televizyon dizisi haline getirme hazırlığında. İsim değişecek haliyle tabii; “Sex and The City,” “Success and The City”ye dönüşecek. Henüz kesinleşmemiş olsa da yakın gelecekte “her şeyi istiyorum, her şeyi başarabilirim” diyen kararlı, güçlü ve yırtıcı kadınların maceraları için ekran başına toplanacağız sanki... İşte en güçlü kadınlarBushnell’in başarı ve güç isteyen kadınları başına bir kaza bela ya da acı gelmeden resmetmesi ve karakterlerinin her istediklerini elde etmelerine izin vermesi, bu durumun artık kabul gören bir gerçek olduğuna işaret ediyor. Bunu kanıtlayan pek çok gerçek örnek de var zaten karşımızda. Eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın eşi olan ve daha sonra politikaya atılıp 2003’te senatör seçilen Hillary Clinton ve hem siyah hem de kadın olduğu halde ABD Başkanı Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı görevine gelmeyi başaran Condoleezza Rice “Lipstick Jungle”da anlatılan kadınlara kanlı canlı birer örnek. Dahası merdivenleri hızla tırmanmayı da sürdürüyorlar. Öyle ki, her ikisinin de 2008 seçimlerinde başkanlığa adaylığını koyarak boy göstereceğine kesin gözüyle bakılıyor. Bu iki güçlü kadından birinin 2008 ya da 2012’de ABD Başkanı koltuğuna oturması ihtimali ise artık kimseye şaşırtıcı gelmiyor. Türkiye’de güçlü, başarılı kariyer kadını denilince akla gelen ilk isim Güler Sabancı. Sabancı, sadece Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birinin başına geçen ilk kadın olmayı başarmadı, dahası geçen yıl ekonomi gazetesi Financial Times’da Avrupa’nın en güçlü 25 iş kadını listesinde 8. sırada yer aldı. Candace Bushnell’in kendisi de her istediğini elde etme arzusunda ve başarıya odaklı kadınlardan. Daha sekiz yaşındayken The New York Times gazetesinin en çok satanlar listesine girecek bir yazar olmanın hayallerini kuran Bushnell bunu “Sex And The City” ile başardı. 43 yaşında hayallerindeki adamla evlenen yazar, şimdi 46’sında yeni kitabıyla yeni bir fenomen yaratmanın eşiğinde. “Lipstick Jungle” diziye dönüştürülürse servetine servet katacak.

Perşembe, Ocak 19, 2006

KADINLARIN SIFRESINI COZEN KITAP???

Gazeteci Serkan Oral’ın “Ojeli Aşk” kitabı Arkadaş Yayınevi’nden çıktı. Kitap, gerçek bir aşk hikâyesinden yola çıkarak kadınlar ne söyler, erkekler ne anlar sorusuna yanıt arıyor. Oral kitaba zaman zaman şiirler koyarak kitabı renklendirmeye çalışmış. Şiirlerle ve kitabın genel anlatımında iki sevgili arasında başlayan aşkı ‘e mailler’den takip edebiliyorsunuz, elbette bitişini de.

Oral, kadınları anlama kılavuzu hazırlarken hemcinslerini kızdıracak çıkarımlarda da bulunmuş. Ona göre kadın ruhu çok daha ince ama erkekler onların ne demek istediğini, neyi söylediğini de pek anlamıyor.

Anlaşılan kendi kişisel tecrübelerine dayanarak çıkarımlar yapan Oral bunu erkeklerle paylaşmak istiyor ama kızmadan da yapamıyor.

Kitaptaki ilginç bölümlerden biri de “Genç Türklerin Aşkları.”

Bu bölümde Oral “Aşk aldatma üzerine kurulmaz. Aldatan kadın ya da erkek, aldanmayı ve aldatılmayı göze almalı” diyor ve ekliyor: “Kazanova mutlu ölmedi. Öyle yaşamaya çalıştı sadece.”

Yine Genç Türklerin Aşkları’ndan ilginç bir çıkarım daha: “Genç Türklerin aşkında İsa’nın son yemeği tablosu var: Ortada kadın, sağında yeni sevgilisi var. Solunda ex sevgilisi, onun yanında yeni sevgilisinin ex sevgilisi...”

Şimdiden üçüncü baskısını yapan kitabın kapağında da tanıdık bir isim var: Danimarka Büyükelçisi’nin manken kızı Liza Hoppe. Hoppe, Oral için kamera karşısına geçerek poz verdi.

Çarşamba, Ocak 18, 2006

KARIYERLI KADINLAR COPCATANA GIDIYOR MUS???

Eskiden aileler arası çöpçatanlar vardı. Kızla erkeği bir araya getirip “hayırlı bir iş”e vesile olmaya çalışırlardı. Uzun zamandır çöpçatanlık belli bir kurumsallık çerçevesinde yapılıyor. Yedi yıldır bu işle uğraşan Haluk Tin, en popüler çöpçatan firmalarından birinin kurucusu.

Aile Yapı Merkezi, 1999 yılında Kadıköy’de kurulmuş. Ardından da Şişli şubesi faaliyete geçmiş. 2000 yılının Eylül ayından beri tam anlamıyla evlendirme faaliyetlerine başlayan merkez sayesinde bugüne kadar 100’den fazla çift evlenmiş. Üyelik sistemiyle çalışan merkeze başvuranların yüzde 58’i kadın, yüzde 42’si erkek.

Yıllardır yurtdışında yaşayan Boğaziçi Üniversitesi mezunu Haluk Tin, Türkiye’ye gelip de neden bu işi kurduğunu şöyle anlatıyor: “Ben turizm, ticaret gibi işler yapıyordum. Türkiye’de de bir iş kurmak istedim. Araştırma yaptım ne olabilir diye. Çevreye baktığımda herkesin derdi yalnızlık. O yüzden de bu konuya el attım. 20 yaşında da üyemiz var, 85 yaşında da. Türkiye’nin her yerinden geliyorlar. Son yıllarda üyeler www.aileyapi.com adlı sitemiz yoluyla daha çok başvuruyorlar.”

HAFTA SONU BULUÅžMA ZAMANI

Aile Yapı Merkezi’nde bu iş için çalışan bir ekip var. Formlar ekip tarafından değerlendiriliyor ve uyumlu çiftler birbirleriyle tanıştırılıyor. Tanıştırmalar ise hafta sonları, Kadıköy ve Şişli’deki ofislerde gerçekleştiriliyor. Her hafta ortalama 40 çift buluşuyor.

Aile Yapı Merkezi kurucusu Tin, başvuranlara uygun bir eş bulmayı garanti ettiklerini söylüyor. Ama iyi sonuç almak için başvuru sırasında doldurulan formun önemine dikkat çekiyor. Formda ayrıntılı olarak her türlü soru var. Hangi rengi seversiniz sorusundan yemek zevkine, hobilerden cinsel fantezilere kadar ayrıntı mevcut. Fiziksel görüntü, kişisel özellikler de formdaki soru sayfaları arasında. Üyelerle buluşma sırasında çiftler birbirini beğenir de ilişkiye başlarlarsa üyelikleri pasif duruma düşüyor. Nişanı bozup aktif üye olarak devam etmek isteyenler de oluyor. Merkezin kurucusu Haluk Tin, modern çöpçatanlık merkezine özellikle eğitimli kariyerli kadınların rağbet etme nedenini şöyle açıklıyor: “Bir örnekle anlatayım. Mesela İstanbul’un sosyetik bir semtinde eczacılık yapan bir kadın üyemiz var. ‘Ben akşam sekize kadar çalışıyorum. Bir çevrem var ama onlara ben evlenmek istiyorum diyemem ki. Gece hayatım da yok. Yani ev iş arasında gidip gelirken bir hayat arkadaşı bulamıyorum’ dedi. Doğru da söylüyor. Bu eczacı hanım gibi üyelerimizin yüzde 75’i üniversite mezunu, diğerleri ilk-ortaokul ve lise mezunları. Beş yıl önce ilk çiftimizi evlendirdik. Ardından emekli albay ile emekli öğretmen evlendiler. Başvuruların arasında genel müdürler, konsoloslukta çalışanlar bile var. Bu kadar üyemiz arasında boşanan çift sayısı sadece iki. Zaten bize başvuranlar kişiliği oturmuş tipler olduğu için birbirlerine daha çok sarılıyorlar.”

Formdaki cinsellik soruları

Merkeze kayıt olmak için bir sözleşme imzalanıyor ve 15 sayfalık bir form dolduruluyor. İşte sorular...
• Evlilikte cinsel uyum gerekli midir?
• Cinsel yönden sorununuz var mı?
• Cinsellikte fantezi gerekli midir?
• Ters ilişki nomal midir?
• Oral ilişki normal midir?
• Cinsel ilişki sayısı ayda ne kadar olmalıdır?
• Porno yayınları seviyor musunuz?
• Haftada kaç kere banyo yaparsınız?


Bu yaşa gelip hala mutluluğu yakalayamamış olanlar , kariyer yapmaktan evliliğe vakit bulamayanlar , ilk evliliklerinde mutlu olamamış ve şansını ikinci kez denemek isteyenler kimbilir aradığınız kişi belki de burada karşınıza çıkacak.Bir tıklayın derim ben:-)

Pazartesi, Ocak 16, 2006

EMPERYALIST SARKICI NATO SOYLEDIGI TACIKCE SARKILAR VE VIDEO KLIBIYLE GUNDEMDEN DUSMUYOR...

Esrarengiz kadın şarkıcı "NATO" dünyayı sallıyor!
Çeçenlerin saldırı tehdidi altında yaşayan Rusya'da 'kara dul' imajlı şarkıcı Nato sahneye çıkmaya başladı. Sahnede anti-terör operasyonu havası estiAFP - MOSKOVA - Rusya'nın işgal altında tuttuğu Çeçenya'dan kaynaklanan intihar saldırıları ve rehine operasyonlarıyla iç içe geçen yaşamına 'kara dul' çağrışımları estiren bir pop şarkıcısı eklendi. Geçen eylülde Beslan'daki okul faciası üzerine konseri iptal edilen kadın intihar komandosu kılığındaki bir şarkıcı, Moskova'da gece kulubünde sahneye çıkmaya başladı. Babalarını, erkek kardeşlerini veya eşlerini Rus işgalinde kaybedip direniş saflarına katılan Çeçen kadınları hatırlatır şekilde saçlarını siyah bir takkeyle örtüp yüzüne peçe takan bu şarkıcının adı Nato.
Sahneye yaklaşan yandı
Nato, lezbiyen şovlarıyla dünyada sansasyon yaratan tekno pop ikilisi TATU'nun prodüktörü İvan Şapovalov'un son projesi. Dolayısıyla Nato'nun gözleri dışında, kollarını çıplak bırakan incecik atletinden derin göğüs dekoltesi de görülüyor. Tekno müzik altyapısı üzerine geleneksel Özbek ve Gürcü ezgilerini söyleyen Nato, sahneye, üniforma giymiş, ellerindeki makineli tüfekleri ve başlarıyla yüzlerini siyah bandanayla örtmüş bir tim eşliğinde çıkıyor. Sahneye fazla yaklaşmaya kalkışan dinleyiciler, tim elemanlarının tüfeklerinden fırlayan fişeklerin yaydığı kırmızı boyayla mıhlanıyor. Nato'nun iptal edilen konseri, bir terör saldırısı provası şeklinde planlanmıştı. Müslüman olmayan ve Gürcü kökenleri bulunan şarkıcının, önceki geceki ilk sahne deneyimine ise dinleyicilerden çok medya ilgi gösterdi. Web tasarımcısı 27 yaşındaki Ruslan, hayal kırıklığına uğramış: "Peçe ve başörtüsü televizyondan iyi gözüküyor da, burada 'Sonumuz ellerimiz başımızın üzerinde yere yatmak olacak' korkusu doğuruyor. Umarım gelecek sefer bir tank üzerinde konser verir ve gerçek bir dinleyici kitlesi olur." 25 yaşındaki Natalya ise memuniyetini "NATO teröre karşı sanatla savaşıyor" diye dile getirdi. Jirinovski'nin LDPR partisinin vekillerinden Aleksey Mitrofanov, "Belki Ruslar tüm Müslümanların terörist olmadığını anlar. Bu müzikal cihadı, otobüslerin havaya uçtuğu gerçek cihada yeğlerim" yorumunu yaptı. Organizatörlerinin 'Vallahi adının Batı'nın savunma ittifakıyla ilgisi yok' dediği Nato'nun prodüktörü Şapavalov ise medyayı otel odasında yatağa uzanmış, elde oyuncak makineli tüfekle karşılayarak şöyle dedi: "Nato bir provakasyon mu? Hımm, bilmem. Ama hepinizi burada görmenin beni tahrik ettiği muhakkak."
Emperyalizme karşı NATO fırtınası
Sahnede peçe takan ve Tacikçe söylediği açılış parçası ile izleyenleri gözyaşlarına boğan video klibiyle Avrupa ülkelerinde âdeta bomba gibi patlayan NATO, sıkı bir antiemperyalist. Gerçek adı ve tam olarak nerede yaşadığı hakkında medyaya en küçük bir bilgi dahi sızdırılmıyor. Albümünü kaydeden Alman teknisyenler de dahil çevresindekilerin yüzünü görmesi kesinlikle yasak. Hakkında bilinen tek şey Orta Asyalı sıkı bir anti-emperyalist olduğu. O yüzden, kullandığı takma ad bile son derece mânidar: 'NATO'… İlk albümünün kayıtları geçtiğimiz yaz Alman müzik şirketi Cheyenne Records tarafından olağanüstü bir gizlilik içinde gerçekleştirilen meçhul bayan sanatçı 'NATO', Tacikçe söylediği açılış parçası ve izleyenleri gözyaşlarına boğan video klibiyle Avrupa ülkelerinde âdeta bomba gibi patladı. 'NATO'yu keşfetmek isteyenler beri gelsin!

’NATO’yu keşfetmek ve parçası ’Chorjavon’u izlemek için "http://www.natomusic.de/NATO.mpg" adresini ziyaret etmeniz yeterli...

Bu da Klibi >>>
TIKLA

Cumartesi, Ocak 14, 2006

35'ten sonra cocuk yapmak dogru mudur?

Q: 35'ten sonra cocuk yapmak dogru mudur?

A: Hayir, 35 tane yeterli gorunuyor


Q: Bebegin cinsiyetini ogrenmek icin en guvenilir yontem nedir?

A: Dogurmak.


Q: Doktorum bana dogum yaparken hissedecegim seyin aci degil sadece normalbir baski olacagini soyledi, bu dogru mu?

A: Tabii, bakiniz meteoroloji uzmanlari da kasirgayi normal bir doga olayiolarak tanimlar.



Q: Bebegimiz gecen hafta dunyaya geldi. Karim ne zaman kendini yeniden iyihissetmeye ve normal davranmaya baslayacak?

A: Cocuklar ayri eve ciktiklari zaman.



Q. Kocam külot yerine boxer don giyerse hamile kalma olasılığım artar mı?

A. Evet ama hiç bir şey giymezse daha çok şansınız olur.



Q. Tam olarak ne zaman hamile kaldığımı nasıl bilebilirim?

A. Yılda bir kere sex yaparak.



Q. En sık karşılaşılan aşerme hangisidir?

A. Erkekler için, hamile olanın yerinde olma isteği.



Q. Ben ve kocam çok çekiciyizdir. Eminim bebeğimiz de reklamlara çıkmak içinyeterince güzel olacak. Bu konuyla ilgili olarak kiminle bağlantıkurabiliriz?

A. Terapistinizle.



Q. Kusmalarımın hamileliğin sabah bulantılarından mı yoksa grip olduğumdanmı kaynaklandığını nasıl bilebilirim?

A. EÄŸer gripseniz iyileÅŸirsiniz.



Q. Hamile kaldığımdan beri göğüslerim ve hatta ayaklarım bilebüyüdü.Hamilelikte küçülen bir şey var mı?

A. Evet, mesaneniz.



Q. Hamile kaldığımdan beri kızarmış soğan halkaları olmadan yatağa giremezoldum. Bu aşerme normal mi?

A. Onlarla ne yaptığınıza bağlı.



Q. Hamileliğim ilerledikçe, yabancılar bana daha çok gülümsemeye başladı.Neden?

A. Çünkü onlardan daha şişmansınız.



Q. Hamileliğin son zamanlarındaki sex, hangi şartlarda doğumu başlatır?

A. Eğer sex, kocanız ve başka bir kadın arasında olursa.



Q. DoÄŸum hemoroid sebebi olabilir mi?

A. DoÄŸum, bahane bulmak istediÄŸiniz herÅŸeyin sebebi olabilir.



Q. Anne sütünü saklamak için en uygun yer neresidir?

A. Göğüsleriniz.



Q. Meme pompalarının güvenli bir alternatifi var mı?

A. Evet, bebek dudakları.



Q. Bir bebeğin dişli doğması ne anlama gelir?

A. Bebeğin annesinin bebeği emzirme ile ilgili planlarını tekrar gözdengeçirmek isteyebileceği anlamına.



Q. Bebeği sütten ne zaman kesmek gerekir?

A. Dişleri çıkmaya başladığında.



Q. Kavrama refleksi nedir?

A. Taze annenin memelerini gören taze babanın reaksiyonudur.



Q. Bir anne emzirirken hamile kalabilir mi?

A. Evet ama, önce bebeği memeden ayırıp uykuya yatırırsanız işiniz dahakolay olur.


Q. Atılan çocuk bezlerine ne oluyor?

A. Kimyasal bir savaş durumunda kullanılmak üzere Orta Batı'da bir silodatoplanıyorlar.


Q. Kolik ağrıları nedir?

A. Taze anne-babaya doğum kontrolunu hatırlatan şey.

Cuma, Ocak 13, 2006

TIKLA Ä°NTERNETÄ° Ä°ZLE KARÅžIYAKA'YI



KARŞIYAKA Belediyesi, il ya da ülke dışında yaşayan Karşıyakalılar için, internetten ilçenin canlı görüntüsünü yayınlamaya başladı. www.karsiyaka.bel.tr veya www.karsiyaka-bld.gov.tr adreslerine girenler Karşıyaka'yı izleyebilecek.
İlk aşamada iskele, belediye binası ve istasyona sabit kameralar yerleştirildi.Belediye Başkanı Cevat Durak , " 24 saat ilçemizi izleme olanağı bulacak Karşıyakalılar , bizlerle bağlantı kurup isteklerini de aktarabilecek " diye konuştu.
Siteden vapur saatleri, nöbetçi eczaneler vb. gibi bilgiler yanında geçmişten günümüze Karşıyaka fotoğraflarına da ulaşmak mümkün.

Perşembe, Ocak 12, 2006

MAKYAJIN SIHRIYLE "BEN BURADAYIM" DIYECEKSINIZ

Ayşenur Yazıcı kitabı "Makyajda Sihirbazlık Numaraları"nda makyajın inceliklerini anlatıyor. Yazıcı "Makyaj 'Ben buradayım' demenin bir başka yoludur" diyor

Haber spikeri Ayşenur Yazıcı yeni kitabı "Makyajda Sihirbazlık Numaraları"nda kadınlara doğru makyajın nasıl yapılacağına ilişkin ilginç bilgiler veriyor. "Makyaj bana bak, beni gör ve beni sev demek" diyor Yazıcı. "Belki de ben buradayım demenin bir başka yoludur kim bilir. Ayrıca makyaj illa güzelleşmek için yapılmaz. Sevdiğiniz yerleri vurgulayıp sevmediğiniz yerleri kapatırsınız." Peki nasıl vurgulayıp nasıl kapatacaksınız? Yazıcı işte bu soruya kitabında ayrıntılı bir cevap veriyor.
Makyajla ilgili bir kitap yazmaya nasıl karar verdiniz?
Ben yıllardır haberin içerisindeyim. Şöyle bir çevreme baktığımda gördüm ki kadınların hayatlarındaki tek amaç dikkat çekmek, ön plana çıkmak ve sevilmek olmuş. Yani kadınlar güzel olmak istiyor. Ben de makyaj tekniklerini bu insanlara anlatarak yararlı olabileceğimi düşündüm. Makyaj tıpkı yemek tarifi gibi hiçbir zaman kuralı değişmeyen bir sanat şekli ve eminim ki bir kadın kendini hakikaten güzel görürse mutlu olacak, bu da işinden özel hayatına kadar her şeye yansıyacak.
"50 yaşın üzerindekiler sedefli renkleri kullanmamalı"
Orta yaşlı kadınlar makyaj yaparken nelere dikkat etmeli?
Kadınların en çok kendilerine küstükleri yaşlar 50 yaş ve üzeridir. Çünkü tenleri eskisi gibi değildir, gözün içi daha yorgun ve yaşlı bakar. Kızıl tonlardan, mora bakan mavilerden kaçınıp somon ve yavru ağzı gibi renkleri kullanmalılar. Çukurları gizleyici aydınlatıcılarla yani açık renk fondötenlerle makyaj yaparak kendilerini daha çok sevebilirler. Sedefli her şeyden kaçınmaları gerekir. Sedefli renkler kullanıldığında ve pudra sürüldüğünde kırışıklıklar iki kat daha belirginleşir ve kesinlikle bronzlaşmamaları gerekir. Tenleri koyulaştıkça yine aynı şekilde kırışıklıklar ve çukur bölgeler belirginleşir.
Bu yaşlarda özellikle de kırışıklıklar sorun oluyor herhalde...
Evet. Ama kırışıklıklar için özel ampuller var. Bu ampullerin içerisinde cilt üzerindeki çukurlukları doldurup çizgilerin üzerini düz hale getiren maddeler var. Bu ampulü yüzünüze sürüp üzerine makyaj yaparsanız yarı yarıya kırışıklık azalıyor. En etkili olan ampul Dior'unki. Pahalı bulursanız, yumurtanın akını mikserde çırpıp bunu göz ve dudak çevresi hariç yüzünüze sürerek 15 dakika bekletebilirsiniz. Bu işlemin ardından mutlaka bir nemlendirici sürülmesi şart. Makyajın çok diri ve tok durduğunu göreceksiniz.
Genç kızlar medyada gördüklerinden fazlasıyla etkileniyor mu dersiniz?Evet, hem de çok. Lisede okuyan kızlara bakıyorum, gözlerini simsiyaha boyuyor, dudaklara kıpkırmızı, çok ağır makyaj yapıyorlar. Genç kızlara taze olmalarının kıymetini bilmelerini anlattım kitapta. Genç kızlara bir sır vereyim. Eğer gerçekten güzel görünmek istiyorlarsa makyajlarının çok doğal olması gerekiyor. Sanki hiç yapmamış gibi. Görmüyor musunuz 60 yaşında adamın 20 yaşında sevgilisi var, demek ki genç görünmekten çok genç olmak önemli. Bu çağların kıymetini bilmek lazım.
Kahverengi gözleri doğal gösterecek renkler yeşil ve mavidir.
Yine kahverengi gözlere sahip olanlar gözün renginden çok şeklini ortaya çıkarmak istiyorlarsa, toprak rengi farları tercih etmeliler.
Bir yeşil gözü cam gibi parlatmak istiyorsanız kırmızı rengi tercih etmelisiniz. Kırmızı farın yanında kızıl, pembe, fuşya tonlarında renkler de kullanabilirsiniz.
Mavi gözleri ise en çok vurgulayan kahve, kızıl ve eflatun tonlarıdır
Göz torbasının üzerine beyaz örtücü kesinlikle sürülmemelidir yoksa daha çok belirginleştirirsiniz.
Torbanın üzerine koyu, altına daha açık aydınlatıcı kullanmalısınız.
Yine aynı şekilde göz altının morluğunu örtmek için beyaz örtücü kullanırsanız morluğu daha çok ortaya çıkarırsınız.Renk seçimi çok önemlidir bu durumda. Fildişi renginde kapatıcı kullanmalısınız.
Makyajın gün boyu kalıcı olmasını istiyorsanız, makyajdan önce muhakkak cilt tipinize uygun bir nemlendirici sürmelisiniz.
"Makyajıyla en güzel kadın Ebru Gündeş, makyaj için en kötü örnek ise Oya Aydoğan"
Makyaj insanı çok değiştiriyor mu?
Kesinlikle. Ama makyajla en çok değişen kirpiksiz ve kaşsız olanlardır. Çünkü gözün derinliğini veren kirpik, yüzün manasını veren de kaştır.
Aklınıza gelen isimler kimler?
Aklıma ilk gelen isim "Haziran Gecesi"nde yıldızı parlayan Burcu Kara oldu. Burcu'nun inanılmaz güzel bir kemik yapısı var. Teni, kaşı çok açık renkte olduğu için makyajla çok değişiyor. Yakından çok az bir makyajla gördüğüm, bana göre Türkiye'de makyajla en çok değişen isim Banu Alkan. Ajda Pekkan yine makyajla değişen bir başka isim.
Makyajıyla bir bütün olarak en beğendiğiniz kadın kim?
Herkes Hülya Avşar'ı beğenir ama bence değil. Benim için makyajıyla, yüzünün orantısıyla en güzel kadın Ebru Gündeş. Birçok genç kız onun gibi kaşlara sahip olmak için kuaförlerde resimleriyle dolaşıyor, "Kaşımı böyle istiyorum" diye. Oysa ne kadar yanlış. Genç kızlığı gidiyor, kadın gibi oluyor yüzü.
Makyajını beğenmediğiniz ünlü bir isim verebilir misiniz?
Evet, Oya Aydoğan çok iyi bir örnek yanlış makyaj için. Göz altı torbalarına kalıp gibi beyaz örtücü sürerek daha kötü görünmelerine sebep oluyor.
BURCU BULUT (MÄ°LLÄ°YET'TEN)

Çarşamba, Ocak 11, 2006

ÖĞRENCİLER EKONOMİYİ SANAL ORTAMA TAŞIYOR...

İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme kulubü'nün internet ortamında yayınladığı 3 boyutlu dergisi Economix, 5.sayısına ulaştı.Son sayıda iş, ekonomi ve şirket haberlerinin yanı sıra kulüp faaliyetlerine ve kültür-sanat haberlerine yer verildi.Kulüp Başkanı Özgecan Özenç, "Dergimiz profesyonelliğin ve amatör ruhun birleştiği renkli bir mozaik" diye konuştu.ÖZENÇ şöyle devam etti:"Dergi, öğrenirken öğretmeyi amaçlayan geniş bir yazar kitlesi ve içerikle okuyucularına ulaşıyor.Her ay farklı konulara, değinen Economix, dergicilik anlayışına da yaratıcı, farklı bir boyut getiriyor." Editör Melek Akın ise "Bu sayıda, yurtdışında eğitimlerini sürdürmek isteyenler için Avrupa'da Eğitim:Erasmus dosyamız da var"dedi. Dergi'nin yeni sayısını yüklemek için resme tıklayın.Ekonomi Üniversitesinin sayfasına gitmek ve eski sayılara göz atmak için:http://www.ieuik.org/economix.html

Salı, Ocak 10, 2006

KURBAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN!!!

Et veya tavuÄŸu piÅŸirirken
Et veya tavuğu pişirmeden 1 gece önce marine edin. Böylece, et veya tavuk daha yumuşak ve lezzetli olacaktır. Marinat için 1 adet ince doğranmış soğan, 2 çorba kaşığı sirke, 3 çorba kaşığı sıvıyağ, 1 diş dövülmüş sarımsak, tuz, karabiber, biberiye veya kekiği karıştırın. Dilerseniz sirke yerine süt veya yoğurt da ekleyebilirsiniz. Terbiye yöntemleri Türk mutfağında etlerin geniş bir kullanım alanı vardır. Bu nedenle, hangi yöntemle pişirilirse pişirilsin etin lezzetli olması büyük önem taşır.
Etin lezzetini arttırmak için yapılan işlemlerden biri de, marine (terbiye) etmektir. Marine etme, etin taze ot ve baharatlı bir sıvı (marinat) içinde bekletilerek yumuşatılması ve tatlandırılmasıdır.

İşte size kolayca hazırlayabileceğiniz bir marinat: Bir miktar soğanı (ör.1 kg. et için 3 orta boy soğan) çok küçük parçalar halinde kestikten sonra bir tülbentin içine koyun ve suyunu bir kabın içine çıkartın. Aynı kabın içine bir miktar zeytinyağıyla birlikte kekik ve defne yaprağı koyun. Eti bu karışımın içine yatırın ve 24 saat bekletin. Etinizin yumuşak ve lezzetli olacağını göreceksiniz. Etler ızgara yaptıktan sonra bekleyecekse, saklama kabını önceden ısıtıp, ağzını sıkıca kapatmak, yiyeceklerinizin daha geç soğumasını sağlayacaktır.

Et pişmiyor mu? Çaresi var...
Uzmanlar, etleri yumuşatmak için de limon suyunu tavsiye ediyor. Sert etler bile limon suyu ilave edilerek pişirilirse, hem yumuşak ve lezzetli olur, hem de çabuk pişer. Bir diğer yol ise yoğurtla terbiye etmek. Etli yemeklerinizin daha çabuk pişmesini istiyorsanız, içine biraz sirke katın. Hem daha çabuk pişer, hem daha lezzetli olur. Sert etleri, çabuk pişirmek için tencereye bir parça ekmek atın. Göreceksiniz ki, işiniz son derece kolaylaşacak. Pişireceğiniz parça et sertse, daha önceden sirke ve zeytinyağıyla ovarak bir gece, bütün gece olmasa bile, hiç olmazsa birkaç saat bekletmenizde yarar var.

Etleri marine etmek için
Bütün bonfile : 2 kg'lık bonfile için takriben 10 diş sarımsak ayıklayarak hazırlayın. Bonfilenin üzerinde bıçakla küçük delikler açıp içine sarımsakları ve tane karabiberleri gömün. Taze kekik ve fesleğenle eti bir güzel ovun. Ağızı sıkıca kapana bilen bir kapta 375 ml kırmızı şarabın içinde 24 saat bekletin. Pişireceğiniz zaman marine suyundan çıkarın. Birbuçuk kaşık marine suyunu ileride sos yapımında kullanmak üzere saklayın.

Kuzu budu marinesi : 1,5 kg'lık bir kuzu budu için etin üzerinde açılan deliklere 10 diş sarımsak yerleştirin. Ardından 2 çorba kaşığı zeytinyağı, bir çorba kaşığı taze kekik, 1 çorba kaşığı taze nane, 1 çorba kaşığı taze fesleğen, 60 ml limon suyu, 80 ml soya sos ve 2 çorba kaşığı balı karıştırın ve etin her tarafını bu karışımla ovalayın. 24 saat buzdolabında bekletin.

Teryaki marinesi : 160 ml soya sosu, 60 ml sıvı yağ, 8 diş kıyılmış sarısak, 2 çay kaşığı zencefil, 2 çay kaşığı hardal tozu, 2 çorba kaşığı pekmez. Hepsini karıştırın elde ettiğiniz karışımı oda sıcaklığında 24 saat beklettikten sonra kuzu etinde veya bonfilede kullanabilirsiniz. Etin marine süresi 6 saatle 24 saat arası isteğinize bağlı.
Sarımsaklı ve krema marinesi : 1 kutu krema, 1 çorba kaşığı limon suyu, 5 diş sarımsak ezilmiş, karabiber, kereviz tozu, tuz, pul kırmızı biber ve 1 çay kaşığı Worcestershire sosu. Hepsini karıştırın tavukların üzerine döküp bir gece buzdolabında bekletin. Etlere de uygulanabilir.

Tavuk marinesi :1 çorba kaşığı zeytinyağı, 5 diş ezilmiş sarımsak, 1 çorba kaşığı bal, 1 çorba kaşığı limon suyu, 2 tatlı kaşığı hardal, 2 çorba kaşığı beyaz şarap, tuz, biber, kırmızı pul biber karıştırılarak tavukların üzerine dökülür. En az 4 saat en fazla bir gece bekletilir.

Pazartesi, Ocak 09, 2006

REGL GERİLİMİ KADER DEĞİL...

Regl gerilimi kader değil balık yiyerek kurtulabilirsiniz
Adet kanamasının ikinci yarısında rafine şeker, tuz,kırmızı et,çikolata, çay,kahve, alkol alımı azaltılmalı, balık,sebze ve meyveler tercih edilmeli, az ve sık yemek yenmelidir. Ayrıca egzersiz ve gevşeme egzersizleri,psikoterapi ve grup tedavileri gibi tedaviler de faydalı olacaktır.
İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Konsültasyon- Liyazon Psikiyatrisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan, kadınlara özgü maskeli depresyona ilişkin soruları yanıtladı.
Neden kadınlar erkeklere göre daha depresif oluyor? Psikiyatrik bozukların kadınlarda ve erkeklerde görülme sıklığına bakıldığında, belirgin ölçüde cinsiyet farklılıkları olduğu, birçok bozukluğun kadınlarda daha yüksek oranda görüldüğü biliniyor. Kadının ilk adeti, hamilelik, doğum ve menopoz gibi dönemleri kriz yaratabiliyor.
Sinir, stres kadınların bünyesini bozup menopoza girmesine yol açıyor mu? Depresyon ile erken menopoz arasında doğrudan bir bağlantı vardır. Uzun süreli depresyonla karşı karşıya kalan kadınlar, erken menopoza girebiliyor. Yaşamlarının herhangi bir döneminde uzun süreli depresyonla karşı karşıya kalan kadınların erken menopoza girme yüzde 20 oranındadır. Buna göre, uzun süreli veya şiddetli depresyon, vücuttaki estrojenin (kadınlara özgü yumurtalıktan salgılanan hormon) düşmesine yol açıyor. Uzun süreli estrojen azlığı da erken menopoza yol açıyor. Depresyon nedeniyle estrojen seviyesinin uzun süre düşük kalması, aynı zamanda kemik kaybı riskini artırıyor ve geç anne olmak isteyen kadınların çocuk yapma şanslarını da azaltıyor.
Kadınlar depresyonda olduklarını fark edebiliyorlar mı? Kadınların çoğu bunun bir depresyon nöbeti olduğundan habersiz, yalnızca bir uykusuzluk da yorgunluk belirtisi olduğunu zannediyor. Oysa dünya üzerindeki kadınların dörtte bir gibi büyük bir kısmı, hayatlarının bir döneminde en bir kez büyük bir depresyon nöbeti geçiriyor.
Adet öncesi huzursuzluk, sinirlilik hali de depresyon sayılır mı? Adet öncesi sendromu, adetten yaklaşık bir hafta önce başlayan ve adetin başlamasıyla hafifleyip kaybolan, döngüsel, fiziksel, psikolojik, davranışsal ve duygusal belirtilerle seyreden, çoğu adet görmede tekrarlayan bir durumdur. Göğüste ve karında şişlik, ağrı, sık fiziksel belirtileri olup, en yaygın psikiyatrik problemler sinirliliktir. Bu belirtiler ve bulgular kadının ruh sağlığını ve sosyal ilişkilerini bozar. İşteki verimliliğini aksatır, rollerini yerine getirmesini güçleştirir. Kadının ev içi ve toplumdaki huzursuzluk ve çatışmaları da bu dönemin daha şiddetli, sıkıntılı geçmesine neden olur. Birçok kadın bu döneme özgü birçok yakınmayı kadınlığın doğal sonucu, katlanılması gereken bir durum olarak yaşar.
HAMİLELİKTE EŞ DESTEĞİ

Adet öncesi gerginliği tedavi edilmeli mi yoksa kadının doğasının bir parçası mıdır? Kesinlikle bu tablo katlanılması gereken değil, yardımcı olunabilecek bir düzensizliktir. Adet öncesi gerginlik sendromu, tıbbi psikiyatrik işbirliği içinde ele alınıp tedavi edilmelidir. Tedavide hormon tedavisi, ilaç tedavisi, psikiyatrik tedavisi ve psikososyal düzenlemeler bir bütün olarak ele alınmalıdır. Ayrıca, özellikle siklusun (adet kanaması) ikinci yarısında rafine şeker, tuz, kırmızı et, çikolata, çay, kahve, alkol alımı azaltılmalı, balık, sebze ve meyveler tercih edilmeli, az ve sık yemek yenmelidir, tuz kısıtlaması, egzersiz, gevşeme egzersizleri, psikoterapi, grup tedavileri gibi tedaviler de faydalı olabilmektedir.
Hamilelik istendiği halde depresyona yol açabilir mi? Hamilelik bir taraftan neşe, doyum, olgunluk, kendini gerçekleştirme, mutluluk kaynağı olabildiği gibi endişe, kaygılı bekleyiş, yüklenme de yaratabilir. ruhsal tepki ve kaygılar şiddetlenirse veya hamileliği komplike hale getirirse, mutlaka psikiyatristle işbirliği gereklidir. Gebelikte ortaya çıkan tıbbi komplikasyonlar olan bulantı ve kusmanın hamileliğin ileriki dönemlerinde de devam etmesi psikiyatrik yardım gerektiren bir durumdur. Gebelikte görülen depresyon, doğum sonrası depresyon riskini 3 kat artırır. Doğum öncesi yetersiz bakıma, zayıf beslenmeye hatta intihara yol açabilir.
Hamilelik depresyonundan kurtulmak için ne yapılmalı, eşler bunu kendi aralarında çözümleyebilirler mi? Eş desteği kuşkusuz çok önemlidir. Hamile kadınların, hamilelik, doğum ve doğum sonrası dönem konusunda bilgilendirilmesi, eşin kadının yanında katılımı, gevşeme egzersizleri ile doğum kolaylaştırılması gibi uygulamalarla hamile kadının, korku ve kaygısının endişeli bekleyişin azaltılması, kendi durumu üzerinde denetimini sağlayabileceği duygusunun gelişmesi açısından yararlıdır.


EMZÄ°REN ANNE KURTULUR
Doğum sonrası dönemde ne psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir? Yapılan çalışmalar doğum sonrası dönemin, hamilelik dönemine oranla 3-4 kat daha riskli olduğunu ortaya koymaktadır. Doğumu takip eden ay, kadın hayatındaki diğer dönemlere oranla psikiyatrik bozuklukların görülme sıklığı oldukça yüksektir. Anne sütü vermeyenlerde doğum sonrası depresyonu daha sıktır. Sosyal desteğin, özellikle desteğinin eksikliği doğum sonrası depresyon riskini artırır. Doğum sonrası depresyon özellikle tedavi edilmediğinde doğanın iyiliği, duygusal, psikolojik, zihinsel gelişimi üzerinde önemli etkiye sahiptir. Doğum sonrası depresyonun varlığının bilinmesi ve fark edilmesi tedavide en büyük ve en önemli aşamadır. Doğum sonrası depresyon teşhisinin yetersizliğinin doğumu takiben anneden çok bebeğin iyiliği üzerine odaklanmaktan doğabilir. Halbuki bu durum annenin depresyonun ilerlemesine neden olabilir, hem de depresyonun fark edilmesini engelleyebilir. Psikiyatrik tedaviye başlamadan önce tiroid fonksiyon bozukluğu, anemi gibi duygu durum bozuklukların tıbbi nedenleri dışlanmamalıdır. İlaç tedavisi, psikoterapi, EKT tedavisi ve gerekirse hastaneye yatırılarak tedavi etkin sonuç sağlamaktadır.

Pazar, Ocak 08, 2006

CÄ°LT BAKIMIYLA Ä°LGÄ°LÄ° TEMEL BÄ°LGÄ°LER

CÄ°LDÄ°NÄ°ZÄ° TANIYOR MUSUNUZ ?...
Her mevsim bakıma ihtiyacı olan cildinize, özellikle yaz aylarında daha fazla özen göstermeniz gerekiyor. Güneş, deniz ve rüzgarın cilt üzerindeki olumsuz etkilerini silmek için cilt tipinizi ve ona nasıl bir bakım uygulamanız gerektiğini biliyor musunuz? Genç ve taze bir cilt için maske, besleyici ampüller, peeling ile yapılan bakımlara ihtiyacınız var.Güzelleşmek için yapmanız gereken sadece kendinize biraz zaman ayırmak.Hatta evde, kendi güzellik merkezinizi bile yaratabilirsiniz.
SÄ°ZÄ°N CÄ°LT TÄ°PÄ°NÄ°Z HANGÄ°SÄ° ?
Kuru ciltler
Cilt, güneş, rüzgar, kuvvetli sabunlar, dengesiz beslenme, yaşlanma, yeterli sıvı almama, yanlış kozmetikler, kullanılan ilaçlar ve çevre faktörleri nedeniyle kuruyabilir. ayrıca, cildi besleyen sebumu (yağ) üreten yağ bezlerinin yeterli çalışmaması da cildi kurutabilir.Bu tip ciltlerin bakımında etkili bir nemlendirici çoğu zaman yeterlidir. Besleyici nitelikteki kolajen ampulleri ile bakımınızı tamamlamak sizi sonuca daha çabuk ulaştırır. ancak her şeyden önce cilt, her gün çok iyi temizlenmelidir. Çok gerekmediği sürece bu tip ciltlere peeling yapılması tavsiye edilmez. Kuru ciltlerin bakımında nemlendiriciler ve yoğun nemlendirici maskeler kullanabilirsiniz.
Yağlı ciltler
En belirgin özelliği aşırı yağ salgılaması, normal ve kuru cilt tiplerine oranla daha kalın bir üst tabakaya sahip olmasıdır. Bu tip ciltlerin en büyük problemi, kir ve yağların bileşiminden oluşan siyah noktalar ve geniş gözeneklerdir. Cildin yağlanmasına sebep olan etmenler arasında, ergenlikte hormon dengesizliği, yağlı gıdalarla beslenme, sıcak ve nemli hava sayılabilir. Cildi yağlı olanların en sık başvurduğu yollardan biri ciltlerini sık sık yıkamalarıdır. Fakat cildi bu denli sık yıkamak, sadece yüzeydeki yağı ve cildin doğal koruma kalkanı asit örtüsünü alır.Bu da mikropların deriye daha kolay işlemesine neden olur, deri altına sıkışmış yağ, kir, ölü hücre ve bakterileri temizlemez. Yağlı ciltlerin bakımında, yağ dengesini düzenleyen ürün serilerini kullanabilirsiniz.
Karma cilt
Karma ciltlerin en tipik belirtisi, alın, burun çevresindeki (T bölgesi) parlamalardır. bu bölgedeki yağlanmaya karşı yanak bölgesindeki cilt kurudur. Problemli bölgenizin bakımını özel bakım ürünleriyle, losyonlar ve yağsız kremlerle yapabilirsiniz. Yanaklarda ise kuru ciltlere uygun krem ve ampuller tavsiye ediliyor.
NASIL CÄ°LT BAKIMI YAPACAÄžIZ ?
Her kadın cildine özen gösterir. Uzmanlar sağlıklı ve genç bir cilde sahip olmak isteyen kadınlara evde ya da bir uzman tarafından enstitülerde cilt bakımı yaptırmalarını öneriyorlar.
Temel cilt bakımı:
45-60 dakikada tamamlanabilen bu bakımda, seanslar ayda 1 kez tekrarlanır. Temel cilt bakımı cildin temel ihtiyaçlarının yer aldığı temizlik, nemlendirme, sıkılaştırma ve tazeleme işlemlerinden oluşur. Bu esnada cildi rahatlatmak için cilde masaj uygulanır. Bu masajla belli noktalar uyarılarak cilde elastikiyet ve rahatlık kazandırılır.
Göz bakımı:
Göz çok özel bir bakım gerektirtigi için, uygulama diğerlerinden farklıdır.Bu bölgede göz kapaklarına elastikiyet ve göz çevresine nem kazandıran özel serumlar ve maskeli göz çevresi bakımları tercih edilir.
Özel serum tedavisi:
Kırışıklık ve elastikiyet kaybı olan ciltlere uygulanan özel bir tedavidir.
Soft Peeling (AHA içeren ürünlerle cilt soyma tedavisi):
Soft peeling ile kırışıklıklar,pigmentasyon ve akne tedavisinden sonraki izler yok edilir

TÜRKİYE'NİN İLK HİP-HOP DERGİSİ ÇIKTI.ALDINIZ MI?

Türkiye'nin ilk hip-hop dergisi geçen ay çıktı.Dergi 2. yani Ocak sayısıyla da yine dopdolu.İçindekiler şöyle bir göz atarsak:
Bu sayida derginin sizlere 2 sürprizi var, bunlarda ilki kolleksiyon degerinde Dünyada ve Türkiye'de bir ilk olan çift kapak basimli (Dergiyi alinca göreceksiniz) bir dergi olmasi ve 50 cm x 70 cm boyunda 2 dev Posterin yer almasi..
AYIN OBJEKTIF BOLUMU KONUGU;
Bu ay dergimizin 'Objektif' konugu sevgili 'Ceyhun YILMAZ'.. Tam bir Ceza fanatigi olan Ceyhun ile çok keyifli bir röportaj gerçeklestirdik..
Best F.M'de bizi canli yayina davet eden Ceyhunla hem dergimizden hemde Türkçe Rap'ten bahsettik.
Cine 5'de yaptigi programda bir çok rapper'i konuk ederek Türkçe Rap'e destek veren Ceyhun YILMAZ röportaji bu ay dergimizde...

SIRHOT;
Sirhot uzun süren sessizligini Hiphop TR'de bozdu.. Yeni yilda albüm müjdesi veren SIRHOT'tan diss yapanlara zehir zemberek açiklamalar..
''Diss'le ugrasmam, Direk evine gider CANLI Diss Yaparim!'

Eastden Weste Tranfer!;
Eastden West tayfasina yatay gecis yapan Busta hayranlari henuz soku atlatamamisken Busta, Dre productorlugunde yeni album mujdesini coktan verdi..

Subat ayinda cikacak albüm ve busta biografisi bu sayida..

Öfkeli Köpek Yine Hapiste;
Öfekli Köpek lakabi ile tanidigimiz DMX yeniden hapiste! 6 Haftalik hapis cezasinin nedenleri neydi? Bu DMX'in kaçinci sucu?
Detayli DMX biografisi, infosu son olaylari, menajerinin açiklamalari, basinda DMX hepsi bu ay Hiphop TR'de..

GRAFFITI BOLUMUNDE BU AY;
Bu ay Graffiti'ye cooook buyuk bir yer ayirdik öncelikle onu söyleyelim.. Bu ay 'Semi' röportaji var + Seminin çizimlerine ayriyetten 2 tam sayfa ayirdik..

Daha bitmedi, Bombs, Sketch, Tags and Street Arts, Walls, Trains olarak her kategoriye yep yeni sayfalar hazirladik. Bu sayfalardan sadece 2 örnegi yanda görebilirsiniz..
Ayriyetten Sizden gelen tam 40 Resmi yayinladik..

OCAK SAYISINDA BASKA NELER VAR?';

Özel Kolleksiyon sayisi Ocak sayimiz umariz anlattigmiz ve göstedigimiz kadar ismine yakisir bir dergi olmustur.. Bu ay bu kadarmi? Hayir tabikide daha bitmedi, simdi daha baska neler var buyrun beraber bakalim..

Diger Röportajlar:
6 x 6 (Ankara)
Ako & Yunus Emre
Yonja Sitesi Sahibi (Mevzu Disi Bölümü)
AYLIK BOLUMLER:
SND - SUIKAST.DE Özel Bölümü
Radyo Rap - Rap List
Turntableism / Dj'lik Dersleri
Pagoda Köse Yazisi
HFC Site Faaliyetleri
EXTRA BOLUMLER:
6 Mini Poster
50 Cm x 70 Cm 2 Dev Poster
Beasti Boys Dogum Gunu
Diger Surprizlerle toplam 84 Sayfa!







Posted by Picasa

Perşembe, Ocak 05, 2006

KUÅž GRÄ°BÄ° ÃœLKEMÄ°ZDE DE CAN ALMAYA BAÅžLADI...

Kuş gribine karşı bunları yapmak zorundayız
Akdağ "Hayvanlarla temas eden herkes ellerini bol su ve sabunla yıkamalı, kesinlikle şüpheli ölen kanatlı hayvanlar tüketilmemeli, hayvan ölümleriyle ilgili ihbarlar Tarım Bakanlığı'nın ilgili bölümlerine yapılmalı" dedi.
Akdağ, daha önce Milliyet'e yaptığı açıklamada, 10 maddelik şu reçeteyi önermişti:
1- Çarşıdan, pazardan canlı tavuk veya hindi almayın.
2- Kesiminden market rafına kadarki zincirin her aşamasında denetimden geçen markalı kanatlı hayvan ürünlerini tercih edin.
3- Tavuk, hindi, benzeri kanatlı hayvan ürünlerini 70 - 80 derecede pişirerek yiyin, içlerinin iyi piştiğinden emin olun. Kanatlı hayvan etleri ve yumurtaları (70 derecede 5 dakika) iyice pişirildikten sonra tüketilmelidir.
4- Yumurtaları yıkadıktan sonra pişirin.
5- Çiğ tavuk, hindi veya benzeri çiğ ürünlere çıplak elle dokunduysanız, ellerinizi mutlaka sabunlayın.
6- Çiğ kanatlı hayvanlara çocukların dokunmasını önleyin.
7- Ev hayvanlarınız varsa çocukların dokunmasına engel olun.
8- Kanatlı hayvan çiftliklerinde çalışıyorsanız, hayvanlara çıplak elle temas etmeyin.
9- Kanatlı hayvan çiftliklerinde çalışıyorsanız normal grip aşısı olun.
10- Kendiniz veya yakınlarınızla ilgili kuşku taşıyorsanız en yakın sağlık kuruluşuna başvurun.
Bunun yanı sıra hasta veya ölmüş hayvanlarla temastan kaçınılması, kanatlı hayvanların salya, burun akıntısı, boğaz akıntısı, dışkısıyla kirlenen yüzeylere temas edilmemesi, ölen kanatlı hayvanların yakılarak veya derin çukurlara gömülüp üzerlerine sönmemiş kireç dökülerek gömülmesi gerektiği kaydedildi.

SİZ HANGİ ÜNLÜ SANATÇIYA BENZİYORSUNUZ ACABA???

Posted by PicasaHangi ünlü sanatçıya benzediğinizi hiç merak ettiniz mi? Ya da belki de yıllardır arkadaşlarınız sizi birine benzetiyor ama siz pek de önemsemiyorsunuz. Daha fazla merak etmeyin. Şimdi bunu öğrenmenin çok kolay bir yolu var. Üstelik aldığınız sonuçlar eminim ki sizi hem çok gururlandıracak hem de çok eğlendirecek. Üstelik aldığınız sonuçları arkadaşlarınıza göndererek gösterebilirsiniz de. Yapmanız gereken tek şey : http://www.myheritage.com/FP/Company/tryFaceRecognition.php?s=1&u=g0〈=EN&database=1 adresine girerek bir fotoğrafınızı yüklemek. Ondan sonra ücretsiz olarak siteye üye olup hangi ünlüye benzediğinizi öğrenebilirsiniz. Ben 3 ayrı fotoğrafla denedim ve değişik sonuçlar aldım. Yalnız hepsinde ortak olan bir kaç isim vardı bunlar:
Mira Sorvino , Courteney Cox, Hillary Rodham Clinton, Shannen Doherty'di. Benzetildiğim ünlüler arasında Halle Berry , JuliaRoberts, Alison Hannigan da vardı.
Ne diyeyim???
Ben çok eğlendim.
Sıra sizde...

Pazartesi, Ocak 02, 2006

BİR YIL BÖYLE GEÇTİ...

2005'te iz bırakanlar

Sevinçleri, kayıpları, doğal afetleri, spor aktiviteleri, siyasi dalgalanmaları,
skandalları ve terör olaylarıyla bir yıl daha bitiyor. İşte Türkiye ve dünyada
yaşanan, tarihe geçen en önemli olaylar




2005 üzüntüleri sevinçleri, kayıpları doğal afetleri ve başarılarıyla geride
kaldı. Dünyayı ve Türkiye'yi etkileyen olayları bir araya getirdik.

OCAK

01.01.2005 Yüksek enflasyon nedeniyle neredeyse herkesin milyarder olduğu
Türkiye'de 1 Ocak itibariyle "kuruşlu" günler yeniden başladı. Artık trilyon ve
katrilyonların değil, kuruş ve YTL'nin devri...



ÅžUBAT

14.02.2005 İç savaş sonrası Lübnan ekonomisini düze çıkaran eski başbakan
Refik Hariri, Beyrut'ta bomba yüklü bir aracın patlaması sonucu öldü. Saldırıda
aralarında korumaların da bulunduğu 12 kişi hayatını kaybetti, 100 kişi
yaralandı.



NÄ°SAN

02.04.2005 Katolik dünyasının ruhani lideri, 84 yaşındaki Papa 2'nci Jean
Paul yaÅŸama veda etti.



06.04.2005 Monaco Prensi Rainier, 81 yaşında öldü. Ülkesini tam 56 yıl boyunca
yöneten Rainier, Avrupa'nın en uzun süre tahtta kalan hükümdarı unvanına
sahipti.



07.04.2005 Bir süredir kanser tedavisi gören ünlü müzik adamı Melih Kibar, 54
yaşında hayata veda etti. Hababam Sınıfı filmlerinin müziği, Eurovision'un
sinyal müziği "Çoban Yıldızı" da dahil olmak üzere pek çok hit şarkıya imza atan
Kibar, 1983 yılında hayatını kaybeden ünlü söz yazarı Çiğdem Talu ile birlikte
300 dolayında şarkı yapmıştı.



09.04.2005 Camilla Parker Bowless ile tam 35 yıllık bir aşkı paylaşan İngiltere
Veliaht Prensi Charles muradına erdi. Fırtınalı aşk hikayelerinin ardından, 21
yaşında gönlünü kaptırdığı Parker ile nikah defterine imzayı attı. Tarihi düğüne
Londra'nın yakınlarındaki Windsor kasabası ev sahipliği yaptı.



10.04.2005 Türk futbol kamuoyu, Akçaabat sebat-Kayserispor maçı öncesi Karadeniz
ekibinin oyuncularına gelen 'şike' teklifiyle sarsıldı... İkinci yarı
başladığından beri, yani 4 aydır tek kuruş para almayan Sebatsporlu
futbolcuların bu 'çirkin' teklifi hiç düşünmeden ellerinin tersiyle geri
çevirdikleri ortaya çıktı.



15.04.2005 Fransa, Paris'in merkezindeki bir otelde çıkan yangınla sarsıldı.
Çıkış nedeni henüz belli olmayan yangında 10'u çocuk yirmi kişi hayatını
kaybetti. Çoğu Afrikalı göçmen olmak üzere yabancılarla, sığınmacıların kaldığı
altı katlı Paris Opera Oteli'nde 11'inin durumu ağır olmak üzere 50 kişi
yaralandı.



17.04.2005 M. Ali Talat, Denktaş'tan sonra KKTC'nin ikinci Cumhurbaşkanı oldu.




19.04.2005 Alman Kardinal Joseph Ratzinger, 1.1 milyar Katolik'in yeni ruhani
lideri oldu. Papa'nın adını ve papalık döneminde kullanmak için seçtiği isim ise
Joseph Ratzinger, 16'ncı Benedict.



26.04.2005 Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı (UNDP) Başkanlığı için
Norveçli bayan bakanla finale kalan CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş,
başkanlığa seçildi. Milyarlarca dolarlık fona sahip bu kuruluşun yönetimini dört
yıl sürdürecek. (Derviş yeni görevine 1 Ekim'de başladı.)



MAYIS

21.05.2005 Ukrayna'nın başkenti Kiev'de yapılan 50'nci Eurovision şarkı
yarışmasını Yunanistan kazandı. Türkiye'yi "Rimi Rimi Ley" adlı parçayla temsil
eden Gülseren ise 92 oyla 13'üncü oldu. Yunan şarkıcı Helena Paparizou'nun
seslendirdiği My Number One isimli parça 230 puanla birinci seçildi.



22.05.2005 Fenerbahçe ligde bitime bir hafta kala şampiyonluğunu ilan etti.
Sarılacivertliler, kupada farklı yenildiği G.Saray'dan rövanşı "Sambacı Nobre"
nin 65'inci dakikada attığı golle aldı.



24.05.2005 Türkiye iki doping haberiyle sarsıldı... Halterde Halil Mutlu ve
atletizmde Tezeta Dengersa'ya yapılan testlerin numunelerinde doping maddesine
rastlandı.



25.05.2005 Şampiyonlar Ligi finali İstanbul'da oynandı. Kupayı Milan'ı
penaltılarla deviren Liverpool aldı.



HAZÄ°RAN

13.06.2005 Popun kralı Michael Jackson'ın çocuklara taciz iddiası ile
yargılandığı dava sonuçlandı. Jackson suçsuz bulundu. Donuk bir ifadeyle kararı
dinleyen Jackson mahkeme çıkışında hayranlarına öpücükler yağdırdı.



25.06.2005 Karadeniz müziğinin sevilen sesi Kazım Koyuncu, kanser tedavisi
gördüğü Amerikan Hastanesi'nde yaşamını yitirdi.



TEMMUZ

07.07.2005 İngiltere, b a ş k e n t Londra'yı vuran terör saldırısıyla
sarsıldı. Üç metro istasyonunda patlayan bombalar ve bir çift katlı otobüse
yönelik intihar saldırısı, başkenti kana buladı. İçlerinde bir Türk'ün de
bulunduğu 56 kişi hayatını kaybetti.



11.07.2005 NTV Spor Yayınları Koordinatörü, SABAH Gazetesi yazarı Kenan Onuk
kansere yenik düştü.



12.07.2005 MONACO Prensi Albert, babasının ölümünden sonra dün resmen tahta
geçti. 81 yaşındaki Prens Rainer'in 6 Nisan'da hayatını kaybetmesinin ardından
ülkede 3 ay resmi yas ilan edilmişti.



16.07.2005 Aydın'ın Kuşadası ilçesinde turistlerin de bulunduğu bir minibüste
meydana gelen patlamada 5 kişi öldü. Patlamada 13 kişi de yaralandı.



22.07.2005 Mısır'ın başkenti Kahire'ye bağlı Şarm el Şeyh'te üç ayrı yerde peş
peşe bombalar patladı. En az 25 kişinin öldüğü patlamalarda 100'ü aşkın kişinin
de yaralandığı açıklandı.



28.07.2005 UĞUR Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı ve Bahriye Üçok suikastlarının da
aralarında olduğu çok sayıda eylemi kapsayan ve 14 Ağustos 2000 tarihinde
başlayan 'Umut Davası' sonuçlandı. Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki
karar duruşmasında sanıklardan Ferhan Özmen ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasına çarptırıldı. Yargıtay daha önce Ankara DGM'nin 3 idam kararından
ikisini ağırlaştırılmış müebbete dönüştürerek onamış, Ferhan Özmen hakkındaki
kararı bozmuştu.



30.07.2005 YAZAR Adalet Ağaoğlu'nun "PKK yanlısı politika izliyor" diyerek İnsan
Hakları Derneği'nden (İHD) istifa etmesi tartışmalara neden oldu. Derneğin 98
kurucu üyesinden biri olan Ağaoğlu'nun bu açıklamaları kurucu üyeleri ikiye
böldü.



AÄžUSTOS

10.08.2005 Terör örgütü El Kaide'nin Türkiye sorumlusu olduğu belirlenen
Suriye vatandaşı "Saffet" kod adlı Louia Sakra, nefes kesen bir operasyonla
yakalandı. Sakra, MİT, MOSSAD ve CIA'nın Antalya-Diyarbakır- İstanbul hattında
ortaklaşa düzenlediği operasyon sonucu "Ekrem Özer" adına düzenlenmiş sahte
kimlikle ele geçirildi.



19.08.2005 Devlet Tiyatroları Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Lemi Bilgin
gör

21.08.2005 Dünyanın en çok izlenen spor organizasyonlarından biri olan Formula
1, İstanbul'da önemli bir iz bırakarak sona erdi. İlk Türkiye Grand Prix'sini
McLaren-Mercedes takımının Finli pilotu Kimi Raikkonen kazandı.

evden alındı.

30.08.2005 Amerika tarihinin en şiddetli kasırgalarından biri olan Katrina,
ABD'de büyük bir çevre felaketine neden oldu. New Orleans kıyılarını etkisi
altına alan kasırga, Mississippi, Louisiana ve Alabama eyaletlerini de yerle bir
etti. En büyük can kaybı Mississippi eyaletinde yaşandı. Binden fazla kişi öldü.




EYLÃœL

09.09.2005 Yapımcı Feraye Tanyolaç ile Kaya Çilingiroğlu arasında ilişkinin
ortaya çıkması üzerine Hülya Avşar ile Kaya Çilingiroğlu 8 yıllık evliliklerini
resmen bitirdi.



EKÄ°M

01.10.2005 Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Film, Ulaş İnaç'ın
yönettiği 'Türev' seçilirken, En İyi Erkek Oyuncu ödülünü 'Gönül Yarası' adlı
filmdeki performansıyla Şener Şen aldı. En İyi Kadın Oyuncu ödülünü ise Beste
Bereket ve Vildan Atasever paylaştı.



01.10.2005 Endonezya'nın turizm cenneti olan Bali Adası'nda, turistlerin yoğun
olduğu bölgelere bombalı saldırılar düzenlendi. 32 kişi öldü, 101 kişi
yaralandı.



03.10.2005 Nobel Tıp Ödülü'nü, Avustralyalı hekimler Barry J. Marshall ile J.
Robin Warren'ın kazandığı açıklandı. İsveç-Stockholm Karolinska Enstitü Nobel
Kurulu'nun açıklamasına göre, Marshall (54) ile Warren (68), "gastrit ve ülsere
bakterinin yol açtığını belirlemeleriyle" büyük ödüle layık görüldü. Eskiden
hayat tarzına, aşırı sinirli olmaya bağlı olduğu zannedilen ülserin
antibiyotiklerle kısa tedavi yolunun açılması da, Nobel Kurulu'nun takdirinde
baş sırada yer aldı.



03.10.2005 Türkiye ile AB arasındaki tam üyelik müzakereleri resmen başladı.
Hükümetlerarası konferansta ilk sözü alan AB Dönem Başkanı İngiltere Dışişleri
Bakanı Jack Straw, Türkiye'nin kararlılığına ve taahhütlerine inandıklarını
belirtti. AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Ollie Rehn de, AB'nin
Türkiye ile müzakereleri 3 Ekim'de başlatarak verdiği sözü tuttuğunu söyledi.
Başbakan R. Tayyip Erdoğan, "Başarı milletindir, hepinize hayırlı olsun" dedi.




08.10.2005 Dünya Sağlık Örgütü'nün milyonlarca kişinin ölmesine yol açabilir
uyarısı yaptığı kuş gribi Türkiye'de Manyas'ta görüldü. 2 bin hindinin öldüğü
belirlendi. Bölge karantina altına alındı. Avrupa Birliği Komisyonu,
Türkiye'deki kuş gribi vakalarında görülen virüs tipinin insanlar için ölümcül
tehlike taşıyan H5N1 olduğunu açıkladı.



08.10.2005 Pakistan'ın başkenti İslamabad'ın kuzeyinde olan 7.6 şiddetindeki
deprem, Hindistan ve Afganistan'da da hissedildi. 35 bin kişi hayatını kaybetti.




11.10.2005 Edebiyat dünyasının bir çınarı daha devrildi. Türk şiirinin büyük
ustalarından Attila İlhan İstanbul Kanlıca'daki evinde kalp krizi geçirerek
hayatını kaybetti. İlhan, şiirden öyküye, romandan senaryoya ve politik
analizlere kadar pek çok alanda eser verdi. Bir dönem Türkiye'yi ekran başına
bağlayan "Kartallar Yüksek Uçar" adlı televizyon dizisinin senaryosu da Attila
İlhan'ın eseriydi. Attila İlhan muhalif kimliğinden dolayı birkaç kez gözaltına
alınmış ve yazılarından dolayı hakkında çeşitli davalar açılmıştı.



14.10.2005 Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın, Tıp
Fakültesi Araştırma Hastanesi'ni 25 milyon dolarlık tıbbi cihaz alımındaki
ihalede usulsüzlük yaptığı iddiasıyla 'mevcut delillerin durumu ve delillerin
karartılması ihtimaline karşı' tutuklandı. Aşkın hakkında daha önce açılan 6
dosyadan 5'inde görevsizlik kararı verilirken, 25 milyon dolarlık tıbbi cihaz
alımındaki ihaleyle ilgili dosyada ise tutuklama





26.10.2005 Gazinocular Kralı olarak tanınan Fahrettin Aslan hayatını kaybetti.
Zeki Müren'den İbrahim Tatlıses'e, Ajda Pekkan'dan Gönül Yazar'a kadar birçok
ünlüye şöhret kapılarını açan 'kral' 73 yıllık yaşamına filmlere konu olabilecek
bir hayat sığdırdı.



KASIM

12.11.2005 Dünya Kupası yolunda İsviçre'ye kötü bir oyunla yenildik (2-0).
Fatih Terim yönetiminde İsviçre'ye büyük umutlarla giden millilerimiz hayal
kırıklığı yarattı. Soyunma odasına giden Terim'e ve futbolcularımıza ağır
küfürler edildi. İsviçreliler'in bu tavırları büyük tepki gördü. 16 Kasım'da
Türkiye'de yapılan rövanş maçında ise Dünya Kupası umutlarımız tamamen bitti.
İsviçre'yi 4- yendik ama sonuç değişmedi.



15.11.2005 Türkiye Halter Federasyonu'nun süresiz olarak uluslararası
yarışmalardan men edilmesiyle ilgili mahkeme, Katar'da yapıldı. Federasyon, aynı
kural ihlalinin tekrarlanmayacağını sözünü verince Mayıs 2006'ya kadar
müsabakalardan men ve 100 bin dolar para cezası ile kurtuldu.



27.11.2005 Türkiye'ye ilk kez gelen ve 26 Mart'a kadar Sakıp Sabancı Müzesi'nde
sanatseverlerin beğenisine sunulan Picasso sergisi büyük ilgi gördü.



29.11.2005 Manken Gamze Özçelik'e tecavüz ederek, cep telefonuyla kaydettiği
görüntüleri internet sitelerinde yayınladığı ileri sürülen Gökhan Demirkol,
tutuklanarak cezaevine konuldu. Ankara Ses Görüntü Data İnceleme Şube
Müdürlüğü'nün görüntüler üzerinde yaptığı inceleme sonucunda, tecavüz
görüntülerindeki şahsın Gökhan Demirkol olduğu tespit edildi.



30.11.2005 Fransız doktorlar dünyanın ilk kısmi yüz naklini yaptı. Ülkenin
kuzeyindeki Amiens kentinde bulunan bir hastanede hafta sonu yapılan başarılı
ameliyatla, yüzü bir köpek tarafından parçalanan 38 yaşındaki kadına burun,
dudaklar ve çene nakli yapıldı. Ameliyata katılan doktorlardan Jean-Michel
Dubernard, yüz naklinin dünyada ilk olduğunu açıkladı.



ARALIK

13.12.2005 TMSF'nin satışa çıkardığı Telsim'i, canlı yayındaki açık
artırmada İngiliz Vodafone şirketi satın aldı. İhalede Kuveytli MTC ile yarışan
Vodafone 4 milyar 550 milyon dolarlık teklifle ipi göğüsledi.



14.12.2005 Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın ve 9
sanık, dün Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Savcının
tahliye istemine rağmen mahkeme Aşkın'ın tutukluluk halinin devamına karar
verdi. (Aşkın, 29 Aralık'ta tahliye edildi.)



19.12.2005 ABD Başkanı George W. Bush, Irak Savaşı konusunda aldığı bazı
kararların "korkunç kayıplara" neden olduğunu söyleyerek ilk kez hatalı olduğunu
kabul etti. Irak'ta savaş öncesi aldıkları istihbaratın büyük ölçüde yanlış
çıktığını yineleyen Bush, Irak'tan çekilme konusunda takvim vermeyi reddederek,
2 bin 150 ABD askerinin, 30 bin Iraklı sivilin öldüğünü söyledi.



26.12.2005 Yaşar Kemal, Çetin Altan, Fazıl Say ve Adalet Ağaoğlu'nun da
aralarında bulunduğu 169 aydın Orhan Pamuk'un yargılanması sırasında yaşananlar
üzerine bir bildiri yayınladı. Bildiride, Türk Ceza Kanunu'nun 301 ve 350'inci
maddelerinin düşünce ve ifade özgürlüğünü engellediği iddia edildi. Orhan Pamuk
16 Aralık'ta Türklüğü alenen aşağılamak suçlamasıyla mahkeme karşısına çıkmıştı.