Perşembe, Şubat 02, 2006

4 Evrede Kadın Ergenlik - Evlilik - Annelik - Menopoz

Yaşıtlarıyla kıyas başarıyı engeller
Çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemi olan ergenlik, fırtınalıdır ve uyum sorunlarıyla birlikte yaşanır. PEDAM (Psikiyatrik, Eğitim, Danışma, Araştırma ve Tedavi Merkezi) Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Doç. Dr. Mücahit Öztürk, ergenlik dönemiyle ilgili sıkça sorulan soruları yanıtladı:
· Kız ve erkek ergenler arasındaki farklılıklar neler?
Kız ya da erkek olsun her ergen, otoriteye özellikle de anne babaya karşı bağımsızlık mücadelesi verir. Dışarıdan gelen önerilere daha kapalıdır ancak çevresini eleştirirken oldukça acımasız davranır. Kız ergenlerin duygusal iniş çıkışları daha fazla yaşadıkları unutulmamalı.
· Çocukluk döneminde model olan anne-babanın yerini kim alır?
Kız çocuk anne, erkek çocuk ise baba gibi olmak ister. Ergenlikte döneminde ise özdeşim kuracağı başka modeller arar. Bu model bazen arkadaşı bazen öğretmeni bazen de popüler bir oyuncu, sporcu olabilir. Popüler kişilere ve kimliklere meyil daha fazladır.
· Arkadaşlarıyla yakınlaşması problemlere zemin hazırlayabilir mi?
Ergen ailesi ile sürekli sürtüşme yaşıyor ise arkadaş grubu içine daha fazla girer ve arkadaşlarının değeri gözünde artar. En fedakar onlardır, kendisini en seven onlardır, en iyi zamanlarını onlarla geçirir... Bu durum her zaman masum seyretmeyebilir. Çünkü birçok riskli davranış da arkadaş grubu içinde öğrenilir. Ergenin arkadaşlarını ya da içinde bulunduğu grubu beğenmiyorsak ona olumlu alternatif arkadaş ortamı hazırlamak zorundayız. Burada dikkat etmemiz gereken; çocuğumuzun seveceği, anlaşacağı, ortak özellikleri olan bir grubu seçmektir.
· Hormonal değişiklikler kız ergeni nasıl etkiler?
Hormonal değişimlerle çocuklar kadınlığa adım atarlar. Bu bedensel değişiklikler bazen ergende şaşkınlıkla karşılanabilir. Kız çocuğunda göğüslerde büyüme, belli bölgelerde kıllanma ve en önemlisi regl halinin ortaya çıkışı karışık duyguların yaşanmasına neden olabilir. Ergen genç, bedenindeki her değişiklikle fazlaca ilgilenir ve çoğundan memnun olmaz. Kendini akranlarıyla karşılaştırır. Onlara göre ya şişman, ya kısa, ya uzun, ya çirkin, ya da daha sivilcelidir. Bu değişikliklere anne tarafından hazırlanmayan bir ergen yoğun endişe ve utanç duygusu yaşayabilir. Hormonal değişikliklerle birlikte ergende cinsel dürtülerin de ortaya çıkısı erken yaşta cinsel davranış riskini de artırır. Bu da cinsel yolla bulaşan hastalıklar, gebelik gibi istenmeyen ve tehlikeli sonuçlara neden olabilir.
AÄ°LE TUTARLI OLMALI
· Ergen olmak mı, bir ergenin anne-babası olmak mı daha zor?
Bu haksız bir soru değildir. Her anne-baba öncelikle ergenlik dönemi özelliklerini tanımak zorundadır. Öfkeye öfke ile karşılık verilmemeli. Ergen sorunlarını anne-babası ile rahatlıkla paylaşabileceği güven ortamını evde bulmalı. Özellikle anne- babalar önce dinlemeyi öğrenmeli. Yapılan yanlış bir harekette hemen saldırıya geçmek, suçlamak ve tehdit etmek genellikle işe yaramaz. Yanlışın yapıldığı dönemde tepki vermekten çok olay yatıştıktan sonra sakin biçimde uyarmak daha yararlı olacaktır. Her fırsatta söz ve tavırlarımızla ergene güvendiğimiz mesajını vermeliyiz. Nasihati oldukça azaltıp, uzatmadan kısa ifadelerle istek ve önerilerimizi anlatmalıyız. 'Bizim zamanımızda' ifadesi ile başlayan cümleler ergeni sıkmaktan başka işe yaramaz.
· Hangi özelliklere sahip aileler ergen için riskli bir ortam yaratır?
Düzensiz aile yapısı ergenin bu sıkıntılı dönemini sağlıklı ve hasarsız atlatmasına engel olur. Anne-babanın söz ve davranışlarındaki tutarsızlıklar ergene ikili mesajların gitmesini sağlar. Parçalanmış ailelerde bu risk daha fazladır. Aşırı katı, kuralcı, esnek olmayan anne-baba tutumları da ergenlik döneminin daha zor geçirilmesine neden olur. Çocukluk döneminden itibaren yeterince sevgi verilmemiş ergenler de duygusal problemler açısından daha büyük risk altındadırlar. Bu dönem aynı zamanda çocuğun eğitim hayatının en önemli ve zor dönemidir. Aşırı beklentileri olan ve çocuğunu sürekli başkalarıyla kıyaslayan aileler performansın düşmesine neden olur. Ders dışında mutlaka bir sosyal faaliyetinin olması sağlanmalı.
Sosyal fobi riski artar
ERGENLİK döneminde ruhsal bozukluk oranı yüzde 8-21 arasında değişiyor.
Ergenlerin yaşadığı ruhsal sorunlar:
· Özellikle kız ergenlerde depresyon ve kaygı bozukluklarına daha sık rastlanır.
· Ergenlerde çabuk sinirlenme, öfkesini kontrol edememe, önceden zevk aldığı şeylerden zevk alamama depresyonun ilk belirtileri olabilir.
· Kaygı bozuklukları içinde olan ergenlerde daha sık rastlanan saplantılar ve sosyal fobidir. En sık karşılaşılan saplantılar; temizlik, kontrol, sayı sayma, düzen ve dokunmayla ilgilidir.
· Sosyal fobisi olan ergen, sosyal ortamlarda bulunduğunda aşırı sıkıntı duyar ve bu ortamlara girmekten kaçınır. Arkadaş ilişkilerinde çekingen davranır, ilişkiyi başlatmakta ve devam ettirmekte zorlanır.
Tehlikeli mesajları: Baygınlık
ERGENLİK döneminde ciddi sorunların habercisi riskli davranışlar:
· Evde sizinle konuşmaktan kaçan, nereye gittiğini söylemeyen ve odasından dışarı çıkmayan bir ergen dikkatle ele alınmalı.
· Sürekli okulu asmak; riskli davranışlar, alkol ve madde kullanımı gibi kötü alışkanlıkların öncü belirtisi olabilir.
· Ergenin saldırgan ve kırıcı davranması, şiddete yönelik davranışlar sergilemesi, dışarıda sürekli kavgaya karışması ciddiye alınmalı.
· Gündeminde cinselliğin aşırı yer alması da riskli cinsel davranışlar sergileyebilir kaygısını düşündürmeli.
· Kız ergenlerin yaşadıkları duygusal çökkünlüğü dışa vurma biçimleri bayılma ve sinir krizleri geçirme şeklinde olabilir. Bu durum göz ardı edilmeden gerginliğin nedenleri araştırılmalı.
Kimlik krizi doğal süreç
KİM olduğunu, amacını, değerlerini, geleceği sorgulayan ergen bu süreçte cinsel, toplumsal ve mesleki kimliğini oluşturur. Bazen bu süreç sosyal uyumu hafif derecede bozacak nitelikte çalkantılı geçer ki bu duruma kimlik krizi diyoruz. Sonuçta ergen, sağlıklı kimlik gelişimini tamamlayabilir. Ancak ruhsal çökkünlük, davranış sorunları ve öfke nöbetleriyle seyreden kimlik kargaşası durumu da yaşanabilir.
Beden imajı hasta ediyor
ERGENİN yeme davranışındaki aşırı değişikliğe kayıtsız kalınmaması gerektiğini hatırlatan Doç. Dr. Mücahit Öztürk, 'Diyet yapılacaksa mutlaka profesyonel yardım alınmalı' diyor.
· Kız ergenlerde dikkat edilmesi gereken bir nokta da yeme alışkanlığının değişmesidir. Beden imajına önem veren kız ergen kilo vermek için yemeyi azaltır ve diyet yapar.
· Kontrolsüz yapılan diyet zaman içinde aşırı kilo kaybı ve çok ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
· Yemeyi bilinçli ve sürekli bir şekilde reddetme hastalığı olan 'anoreksia nevroza' kız ergenlerde görülen bir sorundur.
· Bu ergenler zayıf olmalarına ve sürekli kilo kaybetmelerine rağmen kendilerini hala şişman ve kilolu hissederler. Adeta kilo almaktan korkarlar.

Hiç yorum yok: