Salı, Aralık 27, 2005

SIZCE HANGISI DAHA ONEMLI???

AÅžK MI KARÄ°YER MÄ° YOKSA PARA MI?
Üniversiteli gençler arasında yapılan bir araştırmaya göre ;Aşk mı, kariyer mi, para mı? sorusuna, araştırmaya katılan öğrencilerce şöyle bir sıralama yapılmış; birinci sırayı; “Aşk”, ikinci sırayı; “Kariyer”, üçüncü sırayı; “Para” almış.
Erkek arkadaş mı? İstemem...
Erkek arkadaş mı? Hayır, kalsın, su sıralar uğraşamam! Günümüzde birçok başarılı iş kadını böyle düşünüyor.
Çünkü onlar iş hayatı ile özel hayatın birlikte yürüyeceğine nedense pek inanmıyor ve bu yüzden önce kariyer diyor. Nasıl olsa aşk günün birinde gelir... Gerçekten de gelir mi aşk? Kariyer derken ya aşka geç kalırsanız...
İyi bir okuldan mezun oldunuz, güzel bir öğrencilik hayatı geçirdiniz ve kendinizi aniden iş hayatının yoğun temposunda buldunuz. Etrafınızdaki insanlar çok hırslı, siz de onları kendinize örnek aldınız. Sonra da kendinizi iş hayatının yoğun temposuna kaptırdığınızdan artık oldukça başarılı işlere imza atmaya başladınız. Günün birinde iş hayatında bu kadar başarılı olacağınız aklınızın ucundan bile geçmezdi. Ne de olsa siz kendisine, çevresine ve de en önemlisi sevgilisine zaman ayırmasını bilen bir insansınız. Daha doğrusu eskiden öyleydiniz. Ama her ne olduysa artık etrafınızda size ilgi duyduğunu söyleyen ve özel günlerde size güzel mesajlar gönderen hiç kimse kalmadı. Gerçekçi olmak gerekirse, zaten siz de böyle bir kimsenin olmasını istemiyorsunuz. Ne de olsa zor adımlarla geçtiğiniz kariyer basamaklarından düşmek istemiyor ve kimsenin işinizden önce gelmesini istemiyorsunuz.Bu durum, günümüzde birçok kadının başına geliyor. Aslında kadınların bu tutumları fazla yadırganacak bir durum değil. Çünkü gerçekten de bazı erkekler birçok durumda kadının başarılı olmasını istemez; ki bu da zor bir şekilde kazanılan kariyerin uçup gitmesine neden olabilir. Tabi bu kadar karamsar olmak da doğru değildir. Çünkü iş hayatında başarılı olabilmenin temel koşullarından birisi de düzenli bir iş hayatıdır. Ayrıca hayatınızda sizi seven bir insanın olması sizin kendinizi daha güçlü hissetmenize yardımcı olacaktır. Böylelikle daha da başarılı olabilirsiniz. Bunun dışında kendinizi sadece işinize adamanız, zamanla kendinizden de uzaklaşmanıza yol açar. Erkeklerin başarılı kadınlardan korktukları bir gerçektir. Ama bu korkular, kadınların kendilerini beğenmeyeceklerini düşündüklerinden ileri gelir. Bu nedenle iyi bir eş olabileceğini düşündüğünüz erkeğe ve kendinize biraz şans tanımalısınız. Çünkü başarılarını sizinle paylaşan ve sizin de başarılarınızı kutlayabileceğiniz bir insanın olması oldukça hoş bir durum olsa gerek. Ayrıca hiç kimse zor koşullar altında elde ettiğiniz kariyerinizi yıkmak için uğraşmayacaktır.Eskiler her başarılı erkeğin arkasında bir kadının olduğunu düşünürdü. Aslında bunu biraz da günümüze uyarlayabiliriz: "Birçok başarılı iş kadınının yanında kendisini destekleyen bir erkek vardır..."
Aşk mı, para mı? Zengin-fakir aşkı her zaman ilgi çeken konulardan biridir. Yerli dizilerin bir kısmında da bu konu işleniyor; örneğin 'Aşk Oyunu', örneğin 'Ihlamurlar Altında'... İki dizi de eski Türk filmleri tadında. İki dizide de kızlar fakir, erkekler zengin. İki kızın da sevdiği başka erkekler var aslında. Bir şekilde yolları zengin çocuklarla birleşiyor. Ve gözleri parada olmamasına rağmen etkileniyorlar zengin erkeklerden, onların önlerine sunduğu yaşamlardan. Özellikle de Ihlamurlar Altında'nın Elif'i... Bir yanda sevdiği adam ama gelecek pek iç açıcı değil. Ev tutacak parayı bile denkleştiremiyorlar, nasıl evlenecekler, nasıl geçinecekler? Diğer yanda ona göz koyan patronun oğlu. Karşısına çıktığı anda hayat güzelleşiyor. Önüne belirsiz ama parlak gibi görünen bir gelecek sunuyor. Fakir delikanlının hoşuna gitmiyor bu durum. Özellikle patronun oğlunun ilgisini fark edince kıskançlık ve kıskançlıkla birlikte tartışmalar, küsmeler, kavgalar. Ve olmaması gereken şey; ilk tokat geliyor! Kızın annesi, pek çok anne gibi kızını daha iyilerine layık görüyor. Kızına, önüne çıkan fırsatları değerlendirmesini söylüyor sürekli. Kızın kafası karışıyor tabii. Sevdiği adamın baskı uygulaması, işine, giyimine, hareketlerine, hatta çalışmasına karşı çıkması endişelendiriyor. Hangisini seçecek? Ya da hangisini seçmeli? Eski Türk filmlerinde gösterilen, bize öğretilen kadının aşkı, sevdayı seçmesi. Erkeğinin yanında fakir ama mutlu bir yaşam sürmesi... Önemli olan şan, şöhret değil, onurlu bir yaşam. İleride ne olacağı bilinmez tabii. Kocanın önüne bol paralı imkan serilirse, onun tavrı ne olur mesela, bilmiyoruz ama tahmin edebiliyoruz.KARIN DOYURMUYOR Eski Türk filmlerinde esas kız, istemeden seçerdi zengin adamı... Onun tarafından iğfal edilerek! Yeni versiyonda böyle bir durum yok. Genç kız, yaşananları değerlendirerek işi, aşkına tercih etti. Demek ki günümüz kadını farklı düşünüyor. Aşk karın doyurmuyor. Aşkın peşinden giden kadın hep var olsa da, maddiyat büyük önem taşıyor. Önce para, sonra aşk diyenlerin sayısı giderek artıyor. O yüzden de kadınlar kariyer peşinde koşuyor, kendi paralarını kendileri kazanmak istiyor, istedikleri yaşamın kapısını kendi elleriyle açmak istiyor, erkeğe bağımlı olmamayı tercih ediyor. Bunun bedeli de ne yazık ki yalnızlık olabiliyor günümüzde.
Peki siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Sizce hangisi daha önemli?
İlk olarak ben yanıtlayım:Çocukluğumdan beri kariyer yapmak en büyük hayalimdi.Ama üniversiteyi bitirdikten sonra gerçekten istediğim bir mesleği seçmediğimi farkettim.Bir süre mesleğimle ilgili daldan dala kondum ama en sonunda aşk'ı seçtim ve "çocuk da yaparım kariyer de" diyemediğim için çocuğum olunca işimi bıraktım.Şu an pişman mıyım diye sorarsanız ;biraz ..aslında çalışmayı çok istiyorum. Özellikle çocuklar büyüdükten sonra insan bir boşluk hissesiyor.Ama tekrar seçme imkanım olsaydı bugün başka bir meslek seçerdim ve de asla bırakmazdım.Yani ikisini de yürütmek isterdim ama ne yazık ki bayanlar için bu fazla mümkün olmuyor.Yine de boş durmuyorum çeşitli kurslara katılarak kendimi geliştiriyorum ve evde, yardıma ihtiyacı olan öğrencilere özel ders vererek biraz da olsa yararlı olmaya çalışıyorum.Yine de kimbilir?Ne de olsa ikizler burcuyum ve sağım solum pek belli olmuyor.Her an fikir değiştirip ilk mesleğime yani kimya mühendisliğine dönebilirim.

Hiç yorum yok: